17. Hukuk Dairesi 2017/2925 E. , 2019/10924 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkiline ...Sigorta Poliçesi ile sigortalı dairenin, binanın ortak pis su gider borusunun tıkanması sonucu hasarlandığını, müvekkili tarafından 5.109,52 TL hasar ödemesi yapıldığını, hasarın meydana gelmesinden davalı site yönetiminin sorumlu olduğunu, bu nedenle ödenen bedelin rücuan tahsili için davalıya karşı icra takibi yapıldığını ancak takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın kat maliklerine karşı açılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Daire"nin 2015/12904 Esas-12246 Karar sayılı 16.11.2015 günlü bozma kararına uyularak iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile 1.766,81 TL alacağın 20/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, konut sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
1-Bozma kararından sonra yapılan yargılamada davacı vekilince 18.08.2016 tarihinde dava ıslah edilerek itirazın iptali davası alacak davasına çevrilmiş mahkemece ıslah dikkate alınarak hüküm kurmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 177. maddesinde belirtildiği üzere, ıslah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Bozma kararından sonraki yargılama aşamasında ıslah yapılması mümkün değildir. Yargıtay İçtihatlarının Birleştirilmesi Büyük Genel Kurulunun 04.02.1948 tarihli ve 10/3 sayılı kararında da ifade edildiği üzere, Yargıtay bozma kararından sonra ıslah yapılamaz. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu 06.05.2016 gün ve 2015/1 E., 2016/1 K. sayılı kararında da 04.02.1948 gün ve 1948/3 esas, 1944/10 karar sayılı içtihadı birleştirme kararındaki benzer gerekçelerle “bozma kararı sonrası ıslah yapılamayacağı ve içtihadı birleştirme kararının değiştirilmesinin gerekmediğine” dair karar verilmiştir.
Somut olayda, bozmadan sonra davacı vekilince 18.08.2016 tarihli dilekçe ile itirazın iptali olarak açılan dava alacak davası olarak ıslah edilerek talep 5.192,67 TL"den 4.330,10 TL"ye düşürülmüş, mahkemenin karar gerekçesinde davacının davasını ıslah ile alacak davasına dönüştürdüğü kabul edildikten sonra alacak değerinin azaltılmasının ıslah olarak kabul edilemeyeceği ifade edilmiş ise de hükümde itirazın iptaline yönelik bir karar kurulmadığı aksine ıslahın kabul edilmesi sonucu alacak talebine göre hüküm kurulduğu, sonuçta ıslah dilekçesinin eylemli olarak kabul edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda; mahkemece, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kabul edilerek davaya itirazın iptali davası olarak devam etmesi ve bu dava türüne uygun şekilde hüküm kurması gerekirken, ıslahın dikkate alınarak hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Kabule göre de; davacı tarafından sigortalanan konutta, su basması olayı nedeniyle oluşan hasar bedeli, dava öncesi alınan ekspertiz raporuyla 4.330,10 TL olarak saptanmıştır. Dosyada alınan bilirkişi raporunda ise ekspertiz raporunda zarar gördüğü iddia edilen alanlar hesaplamaya dahil edilmemiş, birim fiyatlarındaki farklılıkların dayanakları teknik olarak açıklanmamış ve ekspertiz raporu ile herhangi bir karşılaştırmada yapılmamıştır. Rapor bu haliyle denetime elverişli değildir.
Yapılacak iş, konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla davacı tarafından sigortalanan konutta su basması sebebiyle ekspertiz raporunda yer alan saptamaların değerlendirilerek, belirlenen alanlardaki zararın su basmasından oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, zararın nedeni ile zarar miktarının ne olduğu konusunda, eksper raporunu da irdeleyen, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.