Abaküs Yazılım
Danıştay 15. Daire Başkanlığı
Esas No: 2016/8916
Karar No: 2017/7594
Karar Tarihi: 19.12.2017

Danıştay Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2016/8916 Esas 2017/7594 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/8916
Karar No : 2017/7594

Temyiz Edenler ve
Karşı Taraf (Davacılar) :
Vekilleri :
Temyiz Eden ve
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti :... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve ... sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine ilişkin kısmın hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Davalı idare tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi :Temyiz istemine konu mahkeme kararının bakıcı giderlerinin kabulü ile davacı ..'e ilişkin miktar artırım (ıslah) talebinin reddine ilişkin kısımlarının bozulmasına, kararın diğer kısımlarına yönelik temyiz istemlerinin ise reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacıların oğlu...'nın erken doğuma bağlı olarak meydana gelen rahatsızlığının teşhisinde geç kalınması nedeniyle iki gözünün görmemesine bağlı ortaya çıkan durum nedeniyle davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla baba için 50.000-TL maddi, 100.000-TL manevi, anne için 50.000-TL maddi, 150.000-TL manevi ve çocukları ... için 300.000-TL maddi, 250.000-TL manevi olmak üzere toplam 900,000-TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tazmini istemiyle açılmıştır.
...İdare Mahkemesince; dava konusu olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla bilirkişi inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, bu amaçla hazırlanarak dosyaya sunulan Adli Tıp Kurumu Adli Tıp 3.İhtisas Kurulu'nca düzenlenen 28/12/2011 tarih ve 11597 sayılı raporda özetle; ... oğlu 25.10.2007 doğumlu ... hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerin incelendiği, 32 haftadan erken doğan prematüre bebeklerde doğumdan sonraki 28.günde veya bebek post konsepsiyonel 31.haftasını doldurduğunda deneyimli bir göz hekimi tarafından tercihen bebeğin bulunduğu ortamda retinopati açısından ilk muayenesinin yapılması gerektiği, ortaya çıkan bulgulara göre muayenenin 1-3 haftalık aralıklarla tekrarlanması gerektiği, eşik düzeyinin üstünde retinopati saptanan bebeklerde uygulanan lazer tedavisi ile düzelme olasılığının oldukça yüksek olduğunun bilindiği, 25.10.2007 tarihinden 26 haftalık prematüre olarak doğan bebeğin ROP (prematüre retinopatisi) açısından 02.12.2007 tarihinde göz muayenesinin yaptırılması gerektiği, küçüğü ilk göz muayenesinin 07.01.2008 tarihinde yapıldığının anlaşıldığı, küçüğün göz muayenesinin zamanında yaptırılmamasının tıp kurallarına uygun olmadığı, küçüğün göz muayenesini zamanında yaptırmayan ... Üniversitesi'nin eylemlerinin tıp kurallarına uygun olmadığı yönünde görüş bildirilmiş, davacıların çocuğu ...'nın iş görmezlik oranının tespiti amacı ile Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nce düzenlenen 11.10.2012 tarih ve A6699 sayılı Sağlık Kurulu Raporunda, adı geçenin göz yönünden vücut fonksiyon kaybının %90 olduğu tespit edilmiş, küçüğün maluliyet oranına göre zararının tespiti için alınan 09.11.2012 kayıt tarihli hesap bilir kişisi raporunda ise, adı geçenin kazanç kaybı 346.357,50-TL olarak hesaplanmıştır. Bunun üzerine İdare Mahkemesi'nce; 300.000-TL maddi (davacılardan ... için taleple bağlılık ilkesi uyarınca) ve 110.000-TL manevi olmak üzere toplam 410.000-TL’lik kısmının kabulüne ve bu miktarın davalı idareye başvuru tarihi olan 21.10.2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat ve faiz istemlerinin ise reddine karar verilmiştir.
Dairemizce yapılan temyiz incelemesinde; dava konusu olayda davalı idarenin ağır hizmet kusuru nedeniyle davacılar çocuğunun %90 oranında işgücü kaybına uğramış olduğu, bu durumdaki bir kişinin hayatını tek başına idame ettirmesi mümkün olmadığı, bu nedenle davacılardan anne baba için talep edilen bakıcı giderlerinin bedensel zarar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve bilirkişi incelemesi ile tespit edilecek bakıcı giderlerinin davacılara ödenmesi gerektiği gerekçesi ile idare mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İdare Mahkemesi'nce; bozma kararına uyularak ek hesap bilirkişisi raporu alınmış ve davacı anne-baba için bakıcı giderleri (567.092,39-TL) hesaplatılmıştır. Alınan rapor sonrasında davacılar tarafından dosyaya sunulan 08.12.2015 miktar artırım (ıslah) dilekçesi ile; bakıcı giderlerine ilişkin talep miktarı 567.092,39-TL'ye artırılmış ve davacı ... için hesaplanan 346.357,50-TL'lik iş gücü kaybı tazminatından mahkemece taleple sınırlı olarak karar verilen 300.000-TL'lik kısmın dışındaki 46.357,50-TL'de talep edilmiştir. Mahkemece, davacı anne-baba için hesaplanan toplam 567.092,39-TL bakıcı giderinin davacılara ödenmesine, davacı ... için talep edilen 46.357,50-TL'ye ilişkin miktar artırım (ıslah) talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Taraflarca, kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan İdare Mahkemesi kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Kararın, davacı ..... için hesaplanan bakıcı giderlerine ilişkin kısmı bakımından;
Bilindiği üzere, idarenin hatalı tıbbi uygulamaları sonucu ağır engelli konuma gelen ve başkasının desteği olmaksızın günlük yaşam aktivitelerini yerine getiremeyecek olanların bakımının üstlenilmesi nedeniyle açılan davalarda, muhtemel yaşam süresi dikkate alınarak yapılan hesaplamalara dayalı olarak belirlenen toplu tazminat miktarlarının idarelerce ilgililere ödenmesine karar verilmektedir. Tazminatın toplu olarak ödenmesine karar verilen bu durumlarda, bakıma muhtaç kişinin hesaplanan muhtemel yaşam süresinden daha erken bir tarihte vefatı halinde, idare aleyhine bir sebepsiz zenginleşme ortaya çıkabilmekte ve ödenen tazminatlar geri istenebilmektedir.
Bu neviden bir soruna mahal verilmemesi açısından, bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat hesabının Dairemiz yerleşik içtihatları gereği aşağıda belirtilen ilkelere göre yapılması gerekmektedir. Buna göre;
1- Bakımı üstlenilen ağır engelli hastanın hayatta olduğunun belgelendirildiği sürece bakıcı giderlerinin ödenmesine karar verilmesi,
2- Ödemenin her takvim yılı başında yıllık peşin olarak yapılması,
3- Bakımı üstlenilen ağır engelli hastanın bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat tutarının, aylık brüt asgari ücret üzerinden hesaplanması,
4- Anılan bu kriter üzerinden yapılacak hesaplamada, olay tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar olan kısmın ayrıca hesaplanması ve bu zaman aralığına tekabül eden tazminat tutarının yasal faiziyle birlikte tazminat olarak ödenmesine hükmedilmesi, bu kısım açısından nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi,
5- Dava süresince ve daha sonraki yıllar için yapılacak bakıcı gideri tazminat hesaplamasının, ilgili yıldaki brüt asgari ücret üzerinden ve ağır engelli kişinin yaşadığı belgelendirilmek kaydıyla her takvim yılının başında peşin olarak yapılmasına, bu kısım açısından maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
Bu durumda; İdare Mahkemesince, yukarıda belirtilen kriterler dikkate alınarak bakıcı giderlerine ilişkin tazminatın yeniden dönemsel olarak hesaplatılarak karara bağlanması ve buna ilişkin vekalet ücretinin de açıklanan şekilde ayrı ayrı hesaplanması gerekmektedir.
Kararın, davacı ... için miktar artırım (ıslah) dilekçesi ile artırılan 46.357,50-TL'nin reddine ilişkin kısmı bakımından;
Bilindiği üzere tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrasına, 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile, "Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir." cümlesi; aynı Kanun'un 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak, "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır." cümlesi eklenmiştir.
6459 sayılı Kanun'un 4. maddesinin (tasarının 3. maddesi) gerekçesinde de, "AİHM, devletin sorumluluğuna ilişkin tazminat davalarında, davacıların yargılamanın yavaş işlemesinden doğan zararlarını ortadan kaldıracak yeterli bir çözüm bulunmadığı yönünde ülkemiz aleyhinde ihlal kararları vermektedir. Düzenlemeyle, idarî yargıda açılan tam yargı davalarında talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, davacıya talep edilen miktarı arttırma hakkı verilmemesinin adil yargılama hakkının ihlali olarak kabul edilmesi sebebiyle, nihai karar verilinceye kadar ıslah suretiyle talep edilen tazminat miktarını arttırma hakkı tanınmaktadır." ifadelerine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dosyaya sunulan hesap bilirkişisi raporu ile davacı ...'in %90 özür durumuna göre iş gücü kaybı zararının 346.357,50-TL olarak hesaplandığı, 28/12/2012 tarihli İdare Mahkemesi kararı ile, 300.000-TL maddi (... için iş gücü kaybı zararı) ve 110.000-TL manevi tazminatın kabulüne, davacılardan ... ve ... için talep edilen 100.000-TL maddi tazminat istemin ise reddine karar verildiği, 27/02/2013 tarihli dilekçe ile kararın davacılar tarafından temyiz edildiği, 30/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren yasal düzenleme ile tam yargı davalarında miktar artırımına (ıslah) olanak tanıyan düzenlemenin usul yasasına eklendiği, Dairemizce verilen 21/01/2014 tarihli karar ile mahkeme kararının bakıcı giderleri yönünden bozulmasına karar verildiği, İdare Mahkemesi'nce alınan ek bilirkişi raporu ile davacı ... ve ... bakımından bakıcı giderlerinin hesaplatıldığı, davacılar tarafından dosyaya sunulan 08/12/2015 tarihli miktar artırım (ıslah) dilekçesiyle, hem bakıcı giderlerine ilişkin talep miktarının 567.092,39-TL'ye yükseltildiği hem de davacı ... için hesaplanan fakat taleple bağlılık ilkesi gereği hüküm dışı kalan 46.357,50-TL'nin talep edildiği, İdare Mahkemesince verilen 24/05/2016 tarihli kararla 567.092,39-TL bakıcı giderlerinin kabulüne, davacı ... için talep edilen 46.357,50-TL'lik tazminatın ise reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesi, davacı ...'e ilişkin ıslah isteminin reddine ilişkin kararını, adı geçen davacı için hükmedilen tazminatın kanun yolu aşamasında onanarak kesinleştiği, bu nedenle ıslah edilmesinin mümkün olmadığı şeklinde gerekçelendirmiştir.
Davacı tarafça sunulan temyiz dilekçesinde ise, ıslah imkanına olanak sağlayan yasal düzenlemenin davanın kanun yolu aşamasında usul yasasına eklendiği, bu tarih itibari ile bahse konu miktar artırım talebi hakkındaki karar verecek olan İdare Mahkemesinin dosyadan el çekmiş olması nedeniyle bu talebe ilişkin dilekçeyi sunmanın ve gerekli harcın yatırılmasının olanaksız olduğu, Danıştay'ca verilen bozma kararı üzerine dosyanın mahkemece yeniden ele alındığı aşamada miktar artırım talebinin dosyaya sunulduğu, usul ve yasaya uygun ıslah talebinin reddine ilişkin kararın temyizen bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
Miktar artırımına olanak sağlayan düzenlemeye ilişkin açıklamalar ile yargılama sürecindeki safahat birlikte değerlendirildiğinde; tam yargı davalarında miktar artırım talebinin bir defaya mahsusu kullanılabileceği ve bu hakkın kanun yolu aşaması dahil söz konusu yasal düzenlemenin yürürlük tarihinde derdest davaları da kapsayacağı açıkça anlaşılmaktadır. Miktar artırımına ilişkin yasal düzenleme, mahkemece esas hakkında verilen kararın temyiz edildiği tarihten sonra yürürlüğe girmiş ve bu kararın maddi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir. İdare Mahkemesince bozma kararına uyularak yeniden yargılamaya girişildiği aşamada, davacı tarafça hem bakıcı giderleri hem de ilk kararda hüküm dışı kalan miktar için ıslah talebinde bulunulmuştur. Bu aşamada her ne kadar davacının kanun yolu aşamasında ıslah hakkını kullanması gerektiğinden bahsedilebilecekse de, ıslah hakkının yasal düzenleme gereği bir defa kullanılabileceği, bu hakkın doğduğu aşamada mahkeme kararının bakıcı giderleri açısından bozulduğu fakat mahkemece dosyada yeniden yargılamaya girişilerek ek hesap bilirkişi raporu alınmadığı için henüz ıslah edilecek bakıcı giderinin tespit edilememiş olduğu ve o tarihte ıslah edilmiş olması halinde bu kez bakıcı giderlerine ilişkin ıslah hakkının ortadan kalkmış olacağı gerçeği karşısında, davacının 08/12/2015 tarihli dilekçe ile hem bakıcı giderleri hem de iş gücü kaybına ilişkin hüküm dışı kalan tutarın ıslah edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, İdare Mahkemesi kararının davacı ... için hesaplanan 46.357,50-TL iş gücü kaybına ilişkin miktar artırım (ıslah) isteminin reddine ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan, her ne kadar davacı tarafça temyize konu kararda, ilk mahkeme kararı ile reddine karar verilen bakıcı giderleri için davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırıldığına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, kararın bu yönüyle de bozulması gerektiği ileri sürülmüş ise de, bakıcı giderlerine ilişkin tazminat talebinin yargılamanın başından itibaren henüz kesinleşmediği, bu kısma ait vekalet ücretinin de kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, ayrıca bozma kararımız üzerine mahkemece yukarıda belirlenen kriterle dikkate alınarak gerek bakıcı giderleri gerekse buna ilişkin vekalet ücreti açısından yeniden karar verileceğinden, bu aşamada söz konusu talep hakkında karar verilmesine gerek duyulmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve ... sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi