Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1153
Karar No: 2021/803
Karar Tarihi: 20.09.2021

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/1153 Esas 2021/803 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/1153 E.  ,  2021/803 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
    DAHİLİ DAVALI : ...
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14/07/2015 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 18/07/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kabulüne dair verilen kararın davalı vekili ve dahili davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne davalı vekilinin duruşma talebinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

    Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptal ve tescil mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkili ile ablası ..."ın 2003 yılında 8 numaralı bağımsız bölümü 1/2 hisseli olarak satın aldıklarını, ancak o dönemde ..."nin eşinden boşanmakta olduğunu bu nedenle dava konusu taşınmazın tapuda anneleri ... adına tescil edildiğini, davalı adına kayıtlı taşınmazın 1/2 hissesinin iptali ile davacı adına tescilini, aksinin kabulü halinde 1/2 hissenin rayiç bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, davacının dava konusu 8 numaralı bağımsız bölümün parasını vermediğini, kızı ...’nin bağımsız bölümün parasını ödediğini, davacının çok cüzi bir miktar 1.200TL yardım ettiğini, dava konusu taşınmazı 2 yıl önce 3. kişiye sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesince 30.11.2017 tarihinde, tapu iptal ve tescil davasının reddine, alacak davası yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 1.300,00TL"nin davalı ..."tan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusu üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince 20.04.2018 tarihinde davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesince 18.07.2019 tarihinde, dahili davalı aleyhine açılan davanın reddine, tapu iptal ve tescile ilişkin talebin reddine, 38.910,60TL bedelin davalı ..."tan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusu üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince 16.12.2019 tarihinde davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına; davanın kabulü ile dava konusu 320 ada 2 parsel sayılı taşınmazda 4. kat 8 numaralı bağımsız bölümün dahili davalı ... adına olan tapu kaydının 1/2 hissesinin iptali ile iptal edilen bu hissenin davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... vekili ve dahili davalı ...... temyiz etmiştir.
    İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.
    İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır.
    İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır.
    İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
    İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
    Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nın 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
    6100 sayılı HMK’nın"Delil başlangıcı" kenar başlıklı 202. maddesinde, "(1) Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. (2) Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir."Yazılı delil veya “delil başlangıcı” yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m.188) yemin (HMK m.225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir.
    Hukukumuzda, kişilerin satın aldığı şeylerin ilerde kendilerinden geri alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzeninin sağlanması düşüncesiyle, satın alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat, hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir.
    Belirtilen ilke, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinde aynen, "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı nitelikteki 1024. maddede, "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde vurgulanmıştır.
    Öte yandan, 08.11.1991 tarihli ve 4/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; tapuda kayıtlı bir taşınmazı kazanan kimseye karşı, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinde öngörülen iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle açılan tapu iptali davalarında, dava açma iradesinin kazanımın kötü niyete dayalı olduğu iddiasını da taşıdığı, kaldı ki öyle olmasa bile buradaki kötü niyet iddiasının hukuki niteliği itibariyle itiraz niteliğinde bulunduğu ve bu nedenle de yargılama sona erinceye kadar iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmadan ileri sürülebileceği kabul edildiğinden bu durumun hakim tarafından resen nazara alınması ve kazanmanın kötü niyetle vuku bulup bulmadığının tartışılması, davacıya bu konudaki delillerinin sorulması ve toplanması gerekir. Türk Medeni Kanununun 1023. maddesine dayanan kazanmayı resen dikkate alacak olan hâkim, dosyadan anlaşılıyorsa iyi niyet şartının gerçekleşmediğini de resen dikkate almalıdır.
    Yapılan bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; tapu kayıtları incelendiğinde dava konusu 8 numaralı bağımsız bölümün 19.03.2003 tarihinde davalı ... tarafından satın alındığı 26.12.2013 tarihinde söz konusu taşınmazın davalı ... tarafından......’a satıldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından taşınmazı satın alan......’ın dahili davalı olarak eklenmesi talep edilmiş, mahkemece...... dahili davalı olarak davaya dahil edilmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde deliller değerlendirilerek 18.07.2019 tarihli karar ile dahili davalı ......’ın iyi niyetli olduğu, davalı ile dahili davalı arasında yapılan satış işleminin gerçek bir satış işlemi olduğu kabul edilerek dava konusu taşınmazın satış bedelinin dava tarihine göre güncellenmiş satış bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusu üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince dahili davalının iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davacının tapu iptal ve tescil talebi kabul edilmiştir. Davacı tarafından, dahili davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamamış olmasına rağmen ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince dahili davalının kötü niyetli olduğu kabul edilerek tapu iptal ve tescil hükmü kurulması doğru görülmemiştir.
    Davacının dava dilekçesindeki talebi dikkate alınarak mahkemece dava konusu taşınmazın 1/2"sinin rayiç bedeli bilirkişiler marifetiyle belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve HMK"nın 371. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, 20.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi