Esas No: 2021/3791
Karar No: 2022/2732
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/3791 Esas 2022/2732 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı vekili tarafından açılan elatmanın önlenmesi ve kal talepli davada, davacının mazeretsiz olarak duruşmalara gelmemesi sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı, istinaf yoluyla karara itiraz etmiştir. Ancak Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi, istinaf talebini esastan reddetmiştir. Muhalefet görüşüne göre, davacının geçerli mazereti yok sayılmış ve Adil Yargılanma hakkı ihlal edilmiştir. Ayrıca, davacının kısıtlanması da dikkate alınmamıştır. İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin 6. maddesi, T.C. Anayasası'nın 36. maddesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarına göre, davacının yargılamalara etkili bir şekilde katılması ve iddiasını ispatlama imkanı bulması gerekmektedir. İstinaf kararı kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Kanun Maddeleri:
- HMK'nın 150/6 maddesi
- HMK 114/1-d maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13/07/2015 tarihinde verilen dilekçeyle elatmanın önlenmesi ve kal talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 20/06/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı tarafından talep edilmiştir. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
_ K A R A R _
Yapılan yargılamaya ve dosya içeriğine göre mahkeme kararı ve dayanılan gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 12/04/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
Davacı asil tarafından açılıp takip edilen elatmanın önlenmesi ve kal talepli davada, istinaf kararının temyizi üzerine, Dairemizin sayın çoğunluğunun onamaya dair kararına karşı muhalefet görüşüm aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.
1.Mevcut davada ilk derece mahkemesinin yaptığı yargılama sırasında, davacı asilin mazeretsiz olarak 3 ayrı tarihte duruşmalara gelmemesi üzerine, 20/06/2019 tarihinde HMK'nın 150/6 maddesi gereğince davanın "açılmamış sayılmasına" karar verilmiştir.
2.Davacı asilin ciddi bir ameliyat geçirdiğini belgeleyen dilekçesi ile 16/07/2019 tarihinde başvurusu sonucunda, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi istinaf başvurusunun ve dayandığı belgenin yetersiz oluşu sebebiyle esastan reddine karar vermiştir.
3.Davacı asilin 07/02/2020 tarihinde temyiz talebinde bulunması üzerine dosya Dairemiz esasına kayıt edilmiştir.
4.Bu süreçler itibariyle bozma konusu oluşturabilecek birden fazla konu bulunmaktadır.
5.Öncelikle davacının avukatının bulunmadığı, bazen dışarıda dilekçelerini yazdırdığı, bazen de ve çoğunlukla el yazılı olarak dilekçelerini sunduğu, özellikle kurulan cümleler itibariyle yeterli kelime bilgisi ve hukuk terimleri bilgilerinin bulunmadığı açıktır.
Bu tespite göre mahkeme süreçlerinde hakimin aydınlatma ödevi kapsamında yeterli özeni göstermediği hususuna işaretle yetinilmiştir.
6.Bu tespit dışında davanın 3. kez takip edilmediği ve açılmamış sayılmasına karar verildiği 20/06/2019 tarihinden sonra davacının yine düzenli olmayan bir anlatımla 16/07/2019 tarihinde mazaret bildirimini sunduğu halde, bu dilekçesi istinaf talebi olarak yorumlanmıştır. Oysa dilekçede, dosyanın tekrar işleme konulması talep edildiği halde bu konuda bir karar alınmadığı ve bunun bir eksiklik olduğu da açıktır.
7. 16/07/2019 tarihli dilekçe sonrası bundan sonuç alamayan davacı bu sefer 24/07/2019 tarihli dilekçesi ile istinaf talebinde bulunmuş ve yukarıdaki süreç işlemiştir.
8.Davacının sunduğu belge Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde verilen 27/06/2019 tarihli, davacının yaşadığı süreçleri anlatan bir açıklamadır.
Bu belgede Hastanede 09/06/2019- 12/06/2019 tarihleri arasında ameliyat için yapılan yatış ve taburcu işlemlerinden bahsedilmekte, özellikle kaç gün iş ve gücünden kalacağı hususunda bir açıklamada bulunulmadığı görülmektedir.
9.Belgedeki açıklamalara göre davacının 25/05/2019 tarihinde evde düşerek yaralandığı, vücudunda ciddi boyutta KIRIKLI/ÇIKIK bulunduğu ve 10/06/2019 tarihinde ameliyatının yapıldığı, taburcu edildikten 2 hafta sonra Ortapedi Kliniğine kontrole gelineceği, dikişlerin değerlendirileceği, sürekli pansuman yapılacağı, boyun askısı kullanacağı ayrıntılı şekilde belirtilmiştir.
10.Bu açıklamalara göre taburcu edildiğinde halen dikişleri bulunan ve kontrole gitmesi gereken davacının sanki iyileşip gündelik hayata başlamış gibi değerlendirilmesi yanlıştır.
Oysa istinaf mahkemesi, davacıdan ek bilgi istese, gerektiğinde Tıp Fakültesi ile yazışsa, davacının tıbbi mazeret döneminde olduğunu, taburcu tarihi ile dikişlerin alınması gereken 26/06/2019 tarihi arasında Eskişehir de olması gerekeceğini hayatın olağan akışı içerisinde fehmetmesi mümkün olacaktı.
O tarihte ağrıları devam eden, ameliyat sebebiyle dikişleri bulunan ve kontrole bu sebeple gitmesi mecbur olan şahsın esasen, bu mevcut hali ile bile mazereti sayılması açık olduğu halde, istinaf mahkemesinin bunu atlayarak çok düz bir anlatımla istinaf talebini reddetmesi hakkaniyete aykırı olmuştur.
11.İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 6. maddesi T.C. Anayasasının 36. maddesi ve Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruya dair çok sayıda kararı dikkate alındığında, ilk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesinin yukarıda belirtilen uygulamaları açıkça Adil Yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir.
Davacının geçerli meşru mazereti dikkate alınmayarak, Hakkaniyete Uygun Yargılanma hakkı elinden alındığı ve aynı zamanda Yargılamaya Etkili Katılım ve Duruşmada hazır bulunma hakkı da elinden alınmıştır.
Neticeten istinaf kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesinin kararının bozulması gerekmektedir.
12.Bu konu dışında önem arzeden diğer bir konuda, davacının Erdemli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/374 Esas, 2021/178 Karar sayılı ve 19/02/2021 tarihli kararı ile vesayet altına alınmasıdır.
Buna göre davacının tam sebebi açıklanmasa da AKIL HASTALIĞI sebebiyle kısıtlanması uygun bulunmuş ve kendisine oğlu ... vasi atanmıştır.
Her ne kadar karar tarihi ilk derece mahkeme kararından sonra ise de, talebin 02/07/2019 tarihinde yapılmış olması karşısında bu durumun esasen istinaf talebinden önce yapılması sebebiyle, istinafın bu durumu göremediği ve incelemesini bu dava derdest iken yaptığı, bu durumun taraf teşkili yönünden de eksiklik oluşturacağı açıktır.
13.Davacının yargılamalar devam ederken kısıtlanması görevli mahkemeden istenmiş olmakla, süreç içerisinde HMK 114/1-d maddesi gereğince her aşamada mahkemenin ve temyiz incelemesi yapacak merciin davacının dava ehliyetine sahip olup olmadığını kendiliğinden inceleyip bir karar vermesi gerekir.
Başlangıçta belirttiğimiz gibi davacının yeterli düzeyde kendini ifade edebilme imkanı olmadığı verdiği dilekçelerin düzensiz olduğu gibi, bazı açıklamaların anlamsız olması sebebiyle, bu durumun mahkemece de dikkate alınması gerekeceği aşikardır.
Olayımızda davacının hangi tarihten itibaren hastalığının bulunduğu belirlenmediği gibi, dava açtığı tarihte rahatsızlığının olup olmadığı hususları da belirgin değildir.
14.Mevcut açıklamalar gereğince araştırma yapılması ve davada davacının yetkili kişi tarafından temsili hususunun yerine getirilmesi amacıyla kararın bu yönden de bozulması gerekirken, kararın onanması yönündeki çoğunluk görüşü yukarıda belirtilen insan haklarına uygun davranma ilkeleri yönünden uygun olmamıştır.
Dava ehliyeti bulunmayan davacının, bu durumda yargılamaya etkili katılması, iddiasını ispatlama imkanı bulabilmesi mümkün olmayacaktır. Akıl hastalığı bulunan davacının, davaya ve süreçlere etkili katılımı yönünde önlemler alınmadan yargılamalara devam edilmesi neticeten Adil Yargılanma hakkına aykırılık teşkil etmektedir.
Yukarıda belirtilen konular itibariyle istinaf kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması kanaatinde bulunmam sebebiyle sayın çoğunluğun onama kararına muhalifim.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.