10. Ceza Dairesi 2018/3046 E. , 2018/5007 K.
"İçtihat Metni"İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Sulh Ceza Mahkemesi"nin 01/11/2012 tarihli 2012/236 esas ve Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER :
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık hakkında, İzmir 11. Sulh Ceza Mahkemesi"nce yapılan yargılama sonucu 01.11.2012 tarihinde 2012/236 esas ve 2012/1820 karar sayı ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş, hüküm sanık tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın onama düşünceli tebliğnamesi ile dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dairemizce 19.06.2017 tarihinde 2013/4863 esas ve 2017/2832 karar sayı ile sanık hakkındaki hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca, Dairemizin bu kararına itiraz edilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ :
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itiraz yazısında; “İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 12/10/2009 gün ve 2009/46450 Esas sayılı iddianamesi ile sanık ... hakkında "Kullanmak İçin Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde bulundurmak" suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, İzmir 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 01.11.2012 tarihinde 2012/236 esas ve 2012/1820 Karar sayılı ilamı ile sanık hakkında TCK"nun 191/2 maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesi üzerine evrakın sanığa İzmir Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü’nün 11/11/2011 tarihli çağrı yazısına ilişkin, 21/11/2011 tarihli tebligat ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulmuş olduğu; sanığın yasal sürede herhangi bir başvuru yapmaması üzerine, evrakı kapatılarak mahkemeye gönderildiği, yapılan yargılama sonucunda da sanığın TCK"nın 191/1, 192/3, 62/1, 50/1-a, 52/2 maddeleri uyarınca 3000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın temyiz istemi üzerine temyiz incelemesini yapan Dairemizin itiraza konu kararı ile yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verildiği,
Hükümden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK"nun 191. maddesinde yapılan değişiklik sonucu TCK"nun 191/4. fıkrasının (a) bendinde yer alan "Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi halinde, hakkında kamu davası açılır" hükmü gereğince, sanığa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 11/11/2011 tarihli çağrı yazısı ile 10 gün içinde adı geçen müdürlüğe gelmesi hususunda çağrıda bulunulduğu, çağrı yazısının 21/11/2011 tarihinde tebliğ edildiği, ancak sanığın yasal sürede herhangi bir başvuru yapmaması üzerine sanığa tekrar yeni bir süre verilerek başvuru yapması konusunda ihtaratta bulunulmadığından; sanığın ilk ihtarata uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceği" belirtilerek, Dairemizin sanık hakkındaki onama kararının kaldırılarak kararın belirtilen nedenlerle bozulması talep edilmiştir.
C) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ :
Yasal mevzuat: 03/07/2005 tarihli - 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu"nun 27. maddesi uyarınca hazırlanıp 18.04.2007 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Yönetmeliği"nin, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin nasıl yerine getirileceğini karara bağlayan 82. maddesi, 83. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 121 maddesinin 1 ve 6. fıkraları başlıkları ile birlikte aşağıdaki gibidir.
""Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin kayıt işlemleri
MADDE 82 – (1) Tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri; 5237 sayılı Kanunun 191 inci maddesi gereğince; uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmesidir.
(2) Mahkemece karar Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir. Cumhuriyet başsavcılığınca karar denetimli serbestlik genel defterine kaydedildikten sonra şube müdürlüğü veya büroya iletilir.
(3) Şube müdürlüğü veya büro tarafından; yetişkinler için verilen kararlar denetimli serbestlik defterine, çocuklar için verilen kararlar çocukların denetimine ilişkin deftere kaydedilir.
Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin yerine getirilmesi
MADDE 83 – (1) Hakkında tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilen sanık veya hükümlüye on gün içinde sağlık kuruluşuna sevk edilmesi için şube müdürlüğü veya büroya başvurması hususunda bildirim yapılır.
(2) Sanık veya hükümlünün; haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen mazereti olmaksızın şube müdürlüğü veya büroya; on gün içinde başvurmaması hâlinde, şube müdürlüğü veya büroca ilgili defterdeki kayıt kapatılarak durum Cumhuriyet başsavcılığı aracılığıyla mahkemeye bildirilir.
Bildirim
MADDE 121 – (1) Şube müdürlüğü veya büro tarafından yapılacak bildirim, şüpheli, sanık veya hükümlünün kendisi veya kanuni temsilcisine 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre hükümde gösterilen adrese yapılır.
(6) Şüpheli, sanık ya da hükümlünün, şube müdürlüğü veya büroya başvurması için yapılan bildirime haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen mazereti olmaksızın uymaması hâlinde ilgili defterdeki kayıt kapatılarak durum, mahkemesine iletilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir."
Şeklindeki bu düzenlemeler uygulamanın temelini oluşturmaktadır.
Dairemizin itiraza konu olan kararının, itiraz yazısında ileri sürülen tüm nedenler tartışılıp değerlendirilerek verildiği anlaşıldığından, sanık hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlamak amacıyla, Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü tarafından, usulüne uygun şekilde tebliğ edilen ilk uyarılı başvuru davetiyesine rağmen; sanık, başvuruda bulunmadığı ve infaza hiç başlamadığı için, itiraz yazısında bahsedilen ve karar tarihinden sonra kabul edilip 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK"nın 191/4 (a) maddesindeki "ısrar" koşulunun olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Şöyle ki; sonradan yürürlüğe giren bu kural infaza başlandıktan sonraki dönemle ilgili olup, infaz ile ilgili usûlü değişiklikler geçmişe şamil olmayıp usul kuralları yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren hüküm ifade ederler. Buna bir örnek verecek olursak; temyiz süresi 7 gün iken, kararı 8" inci gün temyiz ettiği için, temyiz talebi reddedilen bir kişi, sonradan değişen yasayla temyiz süresinin 15 güne çıkarılmasını gerekçe göstererek yeni bir hak talebinde bulunamaz ve yeni çıkarılan yasada açıkça belirtilmemişse, daha önce 8"inci günde (süresi dışında) yapmış olduğu temyiz isteği süresinde kabul edilemez.
6545 sayılı Kanunla TCK"nın 191. maddesinde yapılan ve ısrar teriminin de içinde yer aldığı değişikliklerin yürürlüğe girdiği, 28.06.2014 tarihinden sonra yapılan infaz işlemlerinde, ilk uyarılı başvuru davetiyesinin tebliği üzerine, müracaatta bulunmayanlar için 2. kez uyarılı başvuru davetiyesi gönderilecektir.
Ancak, 28.06.2014 tarihinden önce ise, ne ilgili yönetmeliklerde ne de TCK 191. maddesinde ilk uyarılı başvuru davetiyesini aldıktan sonra 10 gün içerisinde kuruma başvurmayanların, dolayısıyla infaza hiç başlamayanların 2. kez davetiye gönderilerek uyarılacaklarına dair bir hüküm bulunmamaktadır.
Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin yerine getirilmesi ile ilgili usulü değişikliklerin geriye yürütülmesi halinde, ülke genelinde halen infaz aşamasında olan ilamların infazının durdurulmasına, hatta yıllar önce infaz edilip mahkemesine infazen iade edilen ilamların yeniden ele alınıp, tahsil edilen adli para cezalarının iadesine, mahkûmiyetlerin de Devlet aleyhine tazminatlara konu edilmesine kadar varan, infaz sistemimizde kamu düzenini ve hukuk güvenliğini bozucu sakıncalar doğabilecektir.
Netice itibarıyla, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infaz işlemleri, infazın yapıldığı tarihteki kurallara göre yapılacağından, sanığın 10 gün içerisinde infaz için başvuruda bulunmaması nedeniyle yapılan kaydının kapatılması işleminin, tebligatın yapıldığı 21/11/2011 tarihinde uygulanan ve 03/07/2005 tarihli - 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu"nun 27. maddesi uyarınca hazırlanıp 18.04.2007 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Yönetmeliği"nin 83/1 ve 2. fıkralarına uygun olması karşısında kararda bir yanlışlık bulunmadığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazı yerinde görülmemiştir.
İtirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gönderilmesine karar vermek gerekmektedir.
E) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazının yerinde görülmediğine,
2- 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin 2. fıkrası uyarınca itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na GÖNDERİLMESİNE,
18/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.