Esas No: 2021/3931
Karar No: 2022/2741
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/3931 Esas 2022/2741 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi, elatmanın önlenmesi talebiyle açılan davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın bir kısım davalılar ve davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine verilen kararı inceledi. Kararda, mahkemece davalılar tarafından kullanılmayan taşınmazlar hakkında verilen kararın hukuka uygun olmadığı belirtilerek, bölge adliye mahkemesince verilen kararın kaldırılması ve ilk derece mahkemesinde yeniden değerlendirilmesi kararına varıldı.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesinde, istinaf yoluna başvurmanın esas hakkında karar verilmesi halinde mümkün olduğu, ancak kararın temyiz edilmesi için süre verilen istinaf kararlarında ise kararın tümünün veya bir kısmının temyiz edilebileceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca Tarifenin 7. maddesine göre, husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi halinde davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde açıklanan maktu vekalet ücretini geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı nispi avukatlık parasına hükmedilmesi gerekir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Diyarbakır 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 06/02/2019 tarihinde verilen dilekçeyle elatmanın önlenmesi talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/02/2020 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi bir kısım davalılar vekili ve davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçesinde, müvekkillerine ait taşınmazların davalılar tarafından işgal edildiğini belirterek, elatmanın önlenmesini talep etmiştir.
Davalılar ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçesinde, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, 108 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında davalı ... ve ... yönünden kabulüne, ... yönünden reddine, 108 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkında davalı ..., ... ve ... yönünden kabulüne, ... yönünden reddine, 108 ada 3 parsel sayılı taşınmaz hakkında davalı ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden kabulüne, ... ve ... yönünden reddine dair verilen karar hakkında, davacılar vekili ve davalılar ..., ..., ... ve ... vekili ve davalılar ..., ..., ... ve ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, davacılar vekili ve davalılar ..., ..., ... ve ... vekili ve davalılar ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi talebine ilişkindir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına göre, Mahkemece mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğinden ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığından, bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı tarafın vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesine göre, husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi halinde davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde açıklanan maktu vekalet ücretini geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı nispi avukatlık parasına hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda mahkemece, davalılar ... ve ... lehine reddedilen taşınmaz değeri olan 2.601.359,8 TL üzerinden hesaplanan 110.649,48 TL, davalı ... lehine reddedilen taşınmaz değeri olan 1.808.979,9 TL üzerinden hesaplanan 96.114,30 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak adı geçen davalılara verilmesine karar verilmiş ise de, dava konusu taşınmazları kullanmamaları nedeniyle haklarında davanın reddine karar verilen davalılar hakkında oluşturulan hüküm davanın niteliğine, yasal düzenlemeye uygun düşmediğinden bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE; 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, peşin harcın temyiz edene iadesine, 12.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.