18. Ceza Dairesi 2016/895 E. , 2018/828 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, temyiz isteminin reddi
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, Sağlık Bakanlığı vekilinin 663 sayılı KHK"nın 54. maddesi uyarınca katılanları temsil hakkına sahip olduğu anlaşılmakla, tebliğnamedeki katılanlar vekilinin temyiz isteminin reddine yönelik düşünceye katılınmayarak, dosya görüşüldü:
1) Sanık hakkında katılanlara yönelik yaralama suçuna ilişkin kararlarda öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre, verildikleri tarih itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olduğu,
Anlaşıldığından, yerel mahkemece verilen temyiz isteğinin reddine ilişkin ek karara yönelik sanık ..."in temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, yerel mahkemenin redde ilişkin ek kararının ONANMASINA,
2) Sanık hakkında hakaret ve tehdit suçlarından kurulan hükümlerin temyizinde ise;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a)Sanığın, katılanlara "Hepinizi mahvedeceğim size gününüzü göstereceğim”şeklindeki sözlerle tehdit ettiğinin kabul edilmesi karşısında, eylemin TCK"nın 106/1. maddesinin 2. cümlesinde tanımlanan sair kötülük edeceğinden bahisle tehdit niteliğinde olduğu halde, aynı maddenin 1. cümlesinde düzenlenen tehdit olarak kabul edilerek, sanığa fazla ceza tayini,
b)Sanığın tedavisi sırasında tartıştığı katılan ..."yı ve bu tartışma esnasında kendisini uyaran katılan ..."yi tehdit etmesi eyleminin, aynı yer ve zamanda, aynı suç işleme kararıyla, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleşmiş olması nazara alındığında, hukuken bir bütün halinde tek bir tehdit fiilini oluşturduğu anlaşılmakla, tek fiille birden çok katılana karşı tehdit suçunu işleyen sanık hakkında verilecek cezanın TCK’nın 43/2. maddesi uyarınca arttırılması gerekirken, sanığın her katılana yönelik eyleminin ayrı, bağımsız tehdit suçuı oluşturduğu kabul edilerek ayrı ayrı iki kez cezalandırılmasına karar verilmesi,
c)Sanık ile tanık ..."in aşamalardaki anlatımları ve katılan ..."nın kovuşturma aşamasında “...sanık aniden kalkarak benimle ilgili bu şekilde konuşmaya hakkınız yok diyerek tepki gösterdi...” şeklindeki beyanı karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek, sanık hakkında hakaret suçundan TCK"nın 129. maddesinin ve tehdit suçundan TCK"nın 29. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılmaması,
Kabule göre ise;
a) Sanığın sabıkasız olması ve tutanaklara yansıyan olumsuz bir davranışı olmaması, tehdit ve hakaret suçlarında somut maddi bir zarar oluşmaması ve manevi zararın ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel teşkil etmemesi karşısında; CMK’nın 231/6. maddesindeki koşullar yeterince irdelenmeden “sanığın tespit edilen kimliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecindeki savunmaları ve davranışlarından hükmün tefhiminin geri bırakılması durumunda cezanın caydırıcı olmayacağı ve ilerde suç işlemekten çekinmeyeceği kanaatine varıldığından” biçimindeki dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b) Sağlık Bakanlığı Personeline Karşı İşlenen Suçlar Nedeniyle Yapılacak Hukuki Yardımın Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesi ile 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14. maddesi uyarınca idare lehine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince, maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, katılanlar ... ve ... vekili ile sanık ..."in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/01/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.