21. Hukuk Dairesi 2015/13918 E. , 2016/4949 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, Bağ-Kur sigortalılığının 23/02/1983 tarihi itibariyle sona erdiğinin ve bu tarihten sonra prim borcu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, kaydının 23/02/1983 tarihi itibarıyla sona erdiğinin ve bu tarihten itibaren Bağ-Kur prim borcu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının zorunlu Bağ-Kur sigortalılık süresinin 13/01/1981 - 23/02/1983 tarihleri arasında olduğunun; sigortalılığının 23/02/1983 tarihinde sona erdiğinin ; bu tarihten sonra davalı kurumca tahakkuk ettirilen prim borçlarının iptali gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01.01.1981-01.08.1982 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu, Kurum denetmeni tarafından düzenlenen 20/04/2011 tarihli oda kayıt tespit tutanağında İnegöl Kırtasiyeciler - züccaciyeciler -hırdavatçılar ve Bakkallar odası üye kayıt defterinde davacının 13/01/1981 tarihi itibarıyla kaydının yapıldığı, üye çıkış tarihi olarak 23/02/1983 tarihi belirtilmiş olmasına rağmen isminin satırarasına sonradan farkı bir kalem ile yazıldığının belirlendiği ve bu tutanak sonucu davacının oda kaydının devam ettiği sonucuna varıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; oda kayıt tarihinin sona ermesi sonradan farkı bir kalem ile yazılmış olup,sahteliği sabittir. O halde sahteliği açık olan oda kaydının bitiş tarihi nazara alınarak iptal kararı verilmesi hatalı olmuştur.
Ancak, 5510 sayılı yasanın Geçici 63. Maddesi kapsamında davacının prim ödemeleri dikkate alınarak sigortalılığının durdurulması mümkün olabilmektedir. 6645 sayılı Kanunun 56. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen ve 23.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 63. maddesi uyarınca 30.04.2015 tarihi itibari ile Bağ-Kur veya tarım Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu olanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını 31.07.2015 tarihine kadar ödememeleri veya yapılandırmamaları halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların ise daha önce ödedikleri primin tam olarak karşıladığı ay sonu itibariyle, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur.
.../...
5510 sayılı Yasanın Geçici 17.maddesinde “ Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla (30.04.2008) beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.
Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.
Sigortalılıkları önceki kanunlara göre durdurulanlar için de bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Mahkemece yapılacak iş, 6645 sayılı Kanunun 56. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen ve 23.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 63. maddesi ve 5510 sayılı Yasanın Geçici 17.maddesi değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.