21. Hukuk Dairesi 2015/17427 E. , 2016/4941 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, 02.11.2004-25.07.2010 tarihleri arasında sigortalısı olduğu süreler haricinde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, 6552 sayılı Yasa"dan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 02.11.2004-25.07.2010 tarih aralığında 506 Sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaları dışında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 6552 Sayılı Yasa’dan yararlanma istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 01.07.2000-15.07.2004 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu, prim ödemelerinin 2000 ve 20003 yılında olduğu, 20.05.2000- 2003 yılları arası Bağ-Kur prim tevkifatı yapıldığı, başkaca tevkifat ve ürün tesliminin olmadığı, 02.11.1989- devam eder şekilde ziraat oda kaydının bulunduğu, 2004-2015 yılları arası ÇKS kayıtlarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 Sayılı Yasada, 506 Sayılı Yasanın 79. maddesindeki gibi, geçmiş Tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Anılan yasanın 5. maddesinde, 7. maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin, kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı belirtilmiştir. Yasanın 10. maddesindeki kayıtlar Kurum tarafından yapılacak olan tescil işlemleri için uygulama alanı bulmaktadır.
Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, bir iki yıl dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
11 Eylül 2014 gün ve Resmi Gazetede yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun"un 58.maddesi ile 5510 sayılı Kanun"a eklenen Geçici 54. maddesiyle, esnaf ve sanatkar siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22/3/1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılması imkanı sağlanmıştır.
Somut olayda; tespite karar verilen sürelerde prim tevkifatının ve ürün tesliminin bulunmadığı göz ardı edilerek verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ayrıca; davacı prim ödemesinde bulunmadığından 5510 sayılı Kanun"un Geçici 54.maddesinden faydalanamayacaktır.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.