15. Ceza Dairesi 2018/8316 E. , 2019/5186 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Nitelikli dolandırıcılık suçundan;
TCK’nın 158/1-d, 62 ve 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet Resmi belgede sahtecilik suçundan;
TCK’nın 204/1, 62/1 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK"nın 264. maddesine göre, kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde yanılma, başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, sanığın istinaf dilekçesinin, temyiz talebi niteliğinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığın, oto alım satımı yapan mağdur ...’un işyerine giderek, kendisini gerçekte kardeşi olan ... ismiyle tanıtıp, beraberinde getirdiği aracı satmak istediğini söyledikten sonra, söz konusu aracı 6.400 TL karşılığında mağdura haricen sattığı, araç bedeli olarak mağdur tarafından kendisine 6.000 TL peşinat verildiği, söz konusu aracın ruhsat kaydı başkası adına kayıtlı olduğu için geri kalan 400 TL’yi aracın devrini verdiğinde alacağı konusunda mağduru aldatıp, almış olduğu peşinata karşılık 5.000 TL bedelli, tarih kısmı boş olan senedi şikayetçi ... ismiyle sahte olarak düzenleyerek mağdura vermek suretiyle haksız yarar sağladığı, ayrıca mağdur ile arasında suça konu araç satışına ilişkin olarak ... ismini ve kimlik bilgilerini kullanarak oto satış sözleşmesi imzalayıp şikayetçi ...’in kimlik bilgilerini içeren ve üzerinde kendisine ait fotoğrafın yer aldığı sahte nüfus cüzdanı fotokopisini mağdur ...’a verdiği, bu suretle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyete ilişkin hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken uygulama maddesi olarak TCK’nın 158/1-d maddesi yerine 157/1-d gösterilmiş ise de, yazım hatası olarak kabul edilen bu hususun mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın tevil yollu ikrar içeren savunmaları, şikayetçi ve mağdur beyanları, kriminal rapor, oto satış mukavelesi, sahte nüfus cüzdanı fotokopisi ile tüm dosya kapsamına göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmaması, infaz aşamasında gözetilmesi mümkün olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığına ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyete ilişkin hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Suça konu senette ve oto satış mukavelesinde yapılan sahteciliğin aldatma kabiliyetini haiz olup olmadığının tespit edilmemiş olması ve sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının tespiti amacıyla, söz konusu senet ve sözleşmenin duruşmaya getirtilerek mahkeme heyeti tarafından incelenip, özellikleri zapta geçirilerek, aldatma kabiliyeti bulunup bulunmadığının, suça konu senedin kambiyo senedi vasfında olup olmadığının tespit edilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanması bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 09/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.