22. Hukuk Dairesi 2015/29355 E. , 2018/8083 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bünyesinde mevsimlik aşçı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının sezon başlangıcında davet edildiğini, ancak işe başlamayarak sözleşmenin davacı tarafından feshedildiğini savunmuş, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Öncelikle belirtmek gerekirki, işyerinde genel tatil günlerinde çalışıldığı yönündeki davalı savunmasına ve yapılan işin niteliğine göre ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Dosya içeriğine göre, fazla çalışma ücreti alacağı davacı tanıklarının beyanları doğrultusunda haftada onsekiz saat için hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Ancak tanık ..."ın işverene karşı açtığı aynı nitelikte davası bulunmaktadır. Tanık ..."nun ise hesaplamaya konu dönemin tamamında işyerinde çalışmadığı anlaşılmaktadır. Başka delillerle desteklenmeden salt husumetli tanık anlatımları ile sonuca gidilmesi isabetli olmadığı gibi tanığın kendi çalışma dönemi dışında, işyerindeki çalışma şekline ilişkin bilgi sahibi olması da beklenemeyecektir. Nitekim davalı tarafından sunulan birkısım imzasız puantajlarda, davacının haftada altı gün 08:00-17:00 saatleri arasında çalıştığı gösterilmiştir.
Bu durumda husumetsiz tanık ..."nun davacı ile birlikte çalıştığı 2011 ve 2012 yılı sezonlarında haftada onsekiz saat fazla çalışma yaptığının kabul edilmesi isabetlidir. Bunun dışındaki dönemlerde ise, yapılan işin niteliği, puantajlar ve tüm dosya kapsamına göre davacının haftada altı gün, 08:00-17:00 saatleri arasında, günlük kanuni bir saat ara dinlenme ile çalışarak haftada üç saat fazla çalışma yaptığının kabulü dosya içeriğine uygun düşecektir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.03.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.