23. Hukuk Dairesi 2014/5637 E. , 2015/3505 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı"nın 30.12.2013 tarih 9919 sayılı, Yargıtay 1. Başkanlığı"nın 14.01.2014 gün, 80803665/2013/51/674 sayılı yazıları ile temyiz incelemesi için dosyaların fiziki olarak gönderilmeyeceği, dosyadaki tüm belgelerin yerel mahkemece taranarak sisteme aktarılacağı ve bu şekilde dosyanın elektronik ortamda Yargıtay"a gönderileceği, temyiz incelemesinin de elektronik ortamda yapılması gerektiği bildirilmiştir.
Elektronik ortamda Dairemize gönderilen temyize konu edilen yukarıda esas nosu yazılı dava dosyasının UYAP ortamında yapılan temyiz incelemesinde; dava dosyası içerisinde yer alan tüm bilgi ve belgelerin (gerekçeli kararın şikayetçi vekiline tebliğine ilişkin belgenin, şikayete konu ve .... İcra Müdürlüğü"nün 2012/2650 Esas sayılı takip dosyasında düzenlenen sıra cetveli, ödeme emri, haciz evrakı ile sıra cetvelinin taraflara tebliğine ilişkin belgelerin, şikayet olunan Vergi Dairesi "nin haciz evrakı ve ödeme emri tebliğ belgelerinin... vb.) elektronik ortama aktarılmadığı anlaşılmıştır.
Sağlıklı bir temyiz incelemesi yapılabilmesi için dosyada bulunan tüm belgelerin mahkemece UYAP"ta taranması ve UYAP ekranına aktarılması suretiyle mümkündür. Temyize konu dosyada bulunan bir kısım evrakın elektronik ortamda bulunmaması ve türüne uygun, okunaklı şekilde taranmaması halinde temyiz incelemesinin yapılması olanaklı değildir.
Bu nedenlerle mahkemece, dosya kapsamında bulunmaması halinde;
1-Şikayete konu sıra cetvelinin düzenlendiği .... İcra Müdürlüğü"nün 2012/2650 Esas sayılı dosyasının sıra cetveli ve sıra cetvelinin taraflara tebliğine ilişkin belgeleri de içerecek şekilde aslının istenmesi,
2-Basit yargılama usulünde tarafların tüm delilleri toplanıp, incelendikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, HMK"nın 312/2. maddesi uyarınca kararı, gerekçesi ile birlikte yazması ve hükme ilişkin tüm hususları gerekçesi ile birlikte tefhim etmesi asıldır. Ne var ki, uygulamada aynı hükme dayanılarak zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucu (çoğu kez anılan madde hükmüne uygun olarak hazırlanmadan) tutanağa geçirilip, tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
YHGK"nın 03.12.2014 tarih ve 2013/221441 E., 2014/1000 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere;
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321. maddesinin 2. fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir). Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2. maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. İİK"nın 363. maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılması zorunludur.
Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veya gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanması mümkün olduğundan, gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.
Somut olayda, mahkemece yargılama sonunda şikayetin reddine şeklinde verilen kısa karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 17.04.2014 tarihinde tefhim edilmiş ve gerekçeli karar daha sonra yazılmış ise de, şikayetçi vekiline tebliğ edilmesine rağmen şikayet olunan vekiline tebliğ edilip edilmediği anlaşılamamıştır. Tefhim edilen kısa kararda hükmün yasal unsurları tümüyle yer almadığı gibi, gerekçe dahi tefhim edilmemiştir. İİK"nın 363. maddesi uyarınca tefhimden itibaren temyiz süresinin başlaması hükmün HMK"nın 321/2. maddesi uyarınca yazılıp, gerekçesi ile birlikte tefhimine bağlıdır. Gerekçeli kararın şikayet olunan vekiline tebliğine ilişkin tebligat parçasına dosya içerisinde rastlanmadığından mahkemece, gerekçeli karar şikayet olunan vekiline tebliğ edilmiş ise, tebliğ parçasının dosya içerisine konulması, temin edilemezse tebliğ tarihinin saptanması için mahkeme kayıtları ve posta idaresi kayıtları üzerinde gerekli incelemenin yapılarak tebliğ tarihinin bildirilmesi, şayet henüz tebliğ yapılmamış ise, gerekçeli kararın şikayet olunan vekiline tebliği ile temyiz süresinin beklenmesi, şikayet olunan vekilince temyiz dilekçesi sunulması halinde bu dilekçenin dosya içerisine konulması,
3-Taraf vekillerinin vekaletname ya da vekaletnameye dayalı yetki belgelerinde eksikler varsa tamamlanması,
4-Şikayet olunan Vergi Dairesi"nin haciz evrakının dayanaklarıyla birlikte ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü"nden istenip dosya içerisine konulması,
Tüm bu eksiklikler tamamlandıktan sonra dosyanın aslının düzenli, dizi listesine bağlanmış şekilde Dairemize gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 08.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.