Hırsızlık - mala zarar verme - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2016/11907 Esas 2018/1603 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/11907
Karar No: 2018/1603
Karar Tarihi: 08.02.2018

Hırsızlık - mala zarar verme - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2016/11907 Esas 2018/1603 Karar Sayılı İlamı

13. Ceza Dairesi         2016/11907 E.  ,  2018/1603 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    I-Sanık hakkında katılan ...’ya karşı mala zarar verme, katılan ...’e karşı mala zarar verme ve hırsızlık suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    14/04/2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000. TL"ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, sanık hakkında katıan ...’ya karşı mala zarar verme suçundan dolayı tayin edilen 3.000 TL adli para cezasına ilişkin hükmün, katılan ...’e karşı mala zarar verme suçundan dolayı tayin edilen 2.000 TL adli para cezasına ilişkin hükmün ile hırsızlık suçundan dolayı tayin edilen 2.000 TL adli para cezasına ilişkin hükmün, cezaların türü ve miktarı itibariyle temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince sanık ...’ın temyiz itirazlarının tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
    II-Sanık hakkında katılan ...’ya karşı hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Sanığın kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan asansör panolarının kilit kısımlarını sert bir cisimle açarak asansör kumandalarını çaldığı anlaşılmakla, eyleminin TCK’nın 142/1-b maddesine uyduğu ancak mahkemece gerekçede kullanım gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında hırsızlık suçunun işlendiğinden bahsedilmesine karşın, uygulama maddesinin doğru yazıldığının anlaşılması karşısında tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 Sayılı TCK 53.madde 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu,

    Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümden “b” bendinin çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08/02/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.