15. Ceza Dairesi 2018/7663 E. , 2019/5182 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılığa teşebbüs
HÜKÜM : TCK’nın 157/1, 35, 62, 50/1-a ve 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dolandırıcılığa teşebbüs suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 10.04.2007 tarih ve 2007/8-78 Esas ve 2007/85 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere, 5271 sayılı CMK"nın 331/4 maddesi kapsamında, adli tatile rastlayan sürelerin işlemeyeceği, tebligat adli tatilden önce yapılmış ve sürenin sonu adli tatil içine denk geliyorsa, temyiz süresinin, adli tatilin bitiminden itibaren üç gün uzatılmış sayılacağı dikkate alınarak, sanığın yokluğunda verilen hükmün, sanığa 14/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz süresinin son günü olan 21/07/2018 tarihinin adli tatil içinde olduğu, sanığın hükmü 03/08/2018 tarihinde temyiz ettiği, bu nedenle temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın, pazarda karşılaştığı şikayetçi tarafından kendisine caminin nerede olduğunun sorulması üzerine, “Gel sana göstereyim.” diyerek şikayetçiyi yanına alıp pazar yeri dışında bir yere götürdüğü sırada, üst kısmında bir adet dolar olup içerisinde banknot şeklinde gazete kağıtları bulunduğu halde, yere atmış olduğu mendile sarılı vaziyetteki bir deste doların başkası tarafından düşürüldüğü konusunda şikayetçiyi aldatıp, kendisine parayı kastederek "Sesini çıkarma paylaşalım" dediği, teklifini kabul etmeyen şikayetçinin sanığın yanından ayrıldıktan sonra, ilerde gördüğü polise bu olayı ihbar etmesi üzerine sanığın yakalandığı, bu suretle sanığın dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Sanığın yolda bulduğu mendile sarılı vaziyetteki parayı şikayetçiye paylaşmayı teklif etmekten ibaret eyleminde, şikayetçiye yönelik başkaca hile teşkil edecek söz ve davranış sergilememiş olması karşısında, yolda bulunan paranın sanık tarafından önceden oraya konulduğuna dair delil bulunmadığı gibi, suça konu para sanık tarafından konulmuş olsa bile, bu davranışın yukarıda tanımlanan hile boyutuna ulaşmayan söz ve davranışlar olması nedeniyle dolandırıcılık suçunun icrai hareketi sayılamayacağı, bu itibarla dolandırıcılık suçunun, teşebbüs aşamasına ulaşmadığından yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine, delillerin takdirinde hataya düşülerek atılı suçtan mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kabule göre de; adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 09.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.