11. Hukuk Dairesi 2015/12868 E. , 2017/851 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada verilen 04/06/2015 tarih ve 2014/1432-2015/1070 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 21,242 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken humk"nın 3156 sayılı kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalının tarafından kendi adına, müvekkil sigortalısı olduğunu, kayısı ağaçlarının 17-18-19.03.2010 tarihinde meydana gelen don olayı sebebi ile zarara uğradığından bahisle hasar ihbarında bulunduğunu ancak sigorta poliçesinin teminatının çiçeklenme döneminin son bulması ile başlaması sebebiyle tazminat ödenmediğini ve söz konusu poliçe için iptal zeyili düzenlendiğini, herhangi bir prim alınmadığını, bunun üzerine davalı tarafın azminat davası açtığını davanın kabul edildiğini, kararın Yargıtayca onandığını ve tazminatın davalıya dosyası ile ödendiğini bunun üzerine sigorta primine hak kazandıklarını, sigorta prim bedeli olan 12.920,45 TL’nin tahsili için sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının borca ve yetkiye itirazı üzerine takibin haksız yere durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; alacaklı tarafından sayılı dosyası ile yapılan takibe itirazları üzerine takibin durduğunu 6 ay içinde itirazın kaldırılması ya da görevli mahkeme tarafından itirazın iptali davası açılması yoluna gidilmediğini, üzerinden 2 yıla yakın bir süre geçtikten sonra dosyanın yetkisizlikle görevli icra müdürlüğüne gönderildiğini savunarak davanın usulden reddedilmesi gerektiğini talep etmiştir.
./..
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 6762 sayılı TTK"nın 1299. maddesi ve maddesindeki zamanaşımı ile ilgili hükümlerde sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan her türlü talebin iki yıllık zamanaşımına tabi olduğu, ı ile davalı tarafından sigorta şirketi aleyhine açılan tazminat davasında, oluşan rizikonun teminat kapsamında olduğuna karar verildikten sonra davacının, prim tahsilatı için takip yürüttüğü ancak, primlerin istenebileceği tarih ile yetkili Malatya İcra Dairesi"nde yürütülen takip tarihi arasında, iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı ) vekili temyiz etmiştir.
Dava sigorta sözleşmesine dayalı prim alacağının tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar gerekçesinde davalı tarafından açılan dosyasında sigorta bedelinin tahsiline karar verildiği bundan sonra işbu davaya konu prim alacağının tahsili için icra takibine girişildiği belirtilerek mahkeme kararından sonra prim alacağının muaccel olduğu, karar tarihi ile itiraz edilen icra takibi tarihi arasında 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu açıklanarak davanın reddine karar verilmiştir. Bu nedenle belirtilen mahkeme kararının kesinleşip kesinleşmediği, kesinleşmiş ise bu tarihin 2 yıllık zamanaşımı sürecinin başlangıç tarihi olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir. Ayrıca mahkeme kararının son paragrafında “6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1299. maddesinde sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan her türlü talebin iki yıllık zamanaşımına tabi olduğu”ndan bahsedilmekte ise de söz konusu kuralın dayanağının TTK 1268. maddesi olduğunun gözden kaçırılması da doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/02/2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
Dava, Sigorta poliçesinin iptali sonucu iade edilen pirimin tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki Sigorta Sözleşmesi, oluşan zararın teminat kapsamında olmadığı gerekçesiyle, davalının rızası dışında, davacı tarafından zeyilname düzenlenerek iptal edilmiş ve tahsil edilen pirim iade edilmiştir. Davalının daha sonra davacı sigorta şirketine karşı açmış olduğu tazminat davasında, oluşan rizikonun teminat kapsamında olduğunun saptanması ve sigorta şirketinin tazminata mahkum edilmesi üzerine, sigorta şirketince, pirimin tahsili için bu davaya konu olan icra takibine başlandığı dosya kapsamı ile anlaşılmıştır.
Çekişme, sigorta poliçesinin iptali ile davalıya iade edilen sigorta pirimi bakımından zaman aşımının başlangıç tarihi üzerinde toplanmaktadır.
Davacının, sigorta poliçesini düzenleyip davalı sigortalıya vermesi ile pirim alacağı muaccel olur. Somut olayda davacı muaccel olan pirim alacağı almış ve daha sonra, rizikonun teminat kapsamında olmadığı gerekçesiyle davalıya iade etmiştir. Bu iade öngörülmüş ve düzenlenmiş bir iade değildir. Davacının davalıya iade ettiği ve zaman aşımına uğrayan pirimleri ancak TBK m. 193/3 koşullarına göre, davalının açmış olduğu tazminat davasında takas def"i olarak ileri sürerek, davalıdan tahsilini sağlayabilir. Takas dışında, pirimlerin iadesini isteme olanağı yoktur. Çünkü pirimlerin iadesi, davalı yönünden yeni bir borç, yeni bir muacceliyet, bu borca bağlı yeni bir zaman oluşturmaz, gerçekleşen zaman aşımını da ortadan kaldırmaz. TBK"da düzenlenen zaman aşımın durması ve kesilmesi koşullarıda, somut olayda gerçekleşmemiştir. Zamanaşımının başlangıç tarihini, tazminat davasının kesinleşmesi tarihinden itibaren başlatmanın yasal dayanağı bulunmamaktadır.
Sonucu itibariyle doğru olan kararın yukarıdaki gerekçelerle onanması görüşünde olmam nedeniyle çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.