11. Hukuk Dairesi 2017/55 E. , 2017/850 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada erilen 23/05/2013 tarih ve 2009/1212-2013/559 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı; 29.08.2007 tarihinde kaybettiği cüzdanı içinde ait 3 adet kartının bulunduğunu, bankalara kartlarının kullanıma kapatılması talimatı verdiği sırada bunlardan bir takım harcamaların yapılmış olduğunu öğrendiğini, Bankalara ulaşan 30.08.2007 tarihli dilekçeler ile itirazda bulunduğunu ve konu ile ilgili olarak nezdinde 2007/41898 Hz sayılı dosya numarası ile suç duyurusu yaptığını, ancak davalı bankanın şifresiz yapılan harcamalara rağmen kartın şifre ile kullanıldığı gerekçesini ileriye sürerek hakkın yasal yollardan aranması gerektiğini bildirdiğini, davalı ... şirketine mevcut poliçesi kapsamında çalınma olayı ile ilgili ihbarda bulunulduğunu cüzdanın ancak kaybolması halinde hasarları karşılayacaklarını bildirerek çalınmış cüzdan dolayısıyla tazminat ödemeyeceklerini bildirdiklerini ileri sürerek yapılan harcamaların kartına iadesini, haksız olarak işletilen faizin iptalini, hakkında başlatılmış olan takibin iptalini ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile Sigorta şirketince zararının tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Banka vekili; usule ilişkin itiraz ile; dava konusu olayda husumetin bankaya değil, kredi kartını elde ederek usulsüz şekilde kullanan kişiler ile bu kartı kullandıran işyerine yöneltilmesi gerektiğini, işlem yapılan karttan rutinin dışında 4.087.00 TL tutarında harcama yapılmasının şüpheli olduğunu, bu nedenle davacının yaptığı itirazın bankayı zarara uğratma kastı ile yapıldığı tespit olunarak reddedildiğini, davacının kredi kartın özenle muhafaza ve süresi içinde bildirim yükümlülüğünü ihlal ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
./..
Davalı ...Ş. vekili; sigorta sözleşmelerinden olan uyuşmazlıkların T.T.K 4/1 maddesi uyarınca mutlak ticari davalarda olması nedeniyle Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girdiğini ve dava miktarı yönünden talebin Sulh Hukuk Mahkemesi sınırına kaldığı için görevl gönderilmesi gerektiğini, görevsizlik kararı verilmesine ilişkin ilk itirazları saklı kalmak kaydı ile davacının talebinin sigorta teminatı dışında olması nedeniyle Sigortacı hakkındaki davanın esastan reddi gerektiğini, dava konusu 4.087.00 TL tutarlı işlemde kullanılan imzanın yapılan bilirkişi incelemesine göre davacı eli ürünü olmadığını, tespit edildiğinden ortada bir sigorta zararı söz konusu olmadığını, davacının kredi kartının çalındığı süre içinde bankaya haber vermemesi nedeniyle zararın doğmasına bizzat neden olduğunu ve kimsenin bu durumda kusuru ile neden olduğu zarardan yararlanamayacağını ve poliçe limitinin 500.00 TL olduğunu, her halükarda ilgili banka tarafından sigortalıya ait olmadığı bildirilen harcamaların Sigortacıya bildirilmesi gerekirken dava konusu olayda bunun yapılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının kartının çalındığını fark etmesi ile davalı bankaya çalıntı bildiriminde bulunması arasında yaklaşık 3 saat bulunduğu, dava konusu harcamanın da bu 3 saat içerisinde yapıldığı, taraflar arasında imzalanan kredi kartı sözleşmesinde davalı bankanın kartın kendisine ihbarının yapılmasından sonraki alış verişlerden sorumluluğunun söz konusu olabileceği, bu durumda, kartın hukuka aykırı kullanımında ağır kusuru olan davacının, çalınma ihbarı yapılana kadar olan harcamalardan ve nakit çekimlerden sorumluluğu olduğu, hırsızlık sigortası genel şartlarının birinci maddesinde aşırma olarak tabir edilen hadiselerin viziko kapsamına dahil olmadığından davalı ... şirketinin sorumluluğundan söz edilemeyceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
1- Dava, bankacılık işlemleri ve sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Dava, açılmış ve yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Dava tarihi 10/08/2009 olup, o tarihte yürürlükte olan düzenlemeler gereğince bankacılık ve sigortacılık hizmetlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme Her ne kadar sonradan yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa"da bu tür işlemlerden kaynaklanan ve bir tarafı tüketici olan davalarda Tüketici Mahkemesinin görevli olacağı belirtilmişse de dava tarihi itibariyle Tüketici Mahkemesi görevli olmadığından davanın görev yönünden reddine karar vermek gerekirken esas hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 15.2.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.