Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12852
Karar No: 2017/3327

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/12852 Esas 2017/3327 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/12852 E.  ,  2017/3327 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan 08/01/2016 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 18/04/2017 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı Hazine vekili Av. ....geldi, diğer taraftan davacılar ..., ... vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacılar vekili, 07/04/2009 havale tarihli dava dilekçesi ile davacılara ait, İncirağacı köyü 1246 parsel sayılı taşınmazın, Hazine tarafından açılan dava sonucunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/245-2003/388 sayılı kararı ile kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle tapu kaydının iptaline ve paftasında kumluk olarak gösterilmesine karar verildiğini, Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 27/02/2013 tarihli harçlandırılmış dilekçe ile dava değerini 744.800,00.-TL olarak ıslah etmiş, yine dava tarihinden itibaren faiz istemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne, 744.800,00.-TL tazminatın davalıdan alınarak, davacılara hisseleri oranında ödenmesine, faiz talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmekle bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 15.04.2014 gün ve 2013/19231 - 2014/10771 sayılı bozma kararı özetle; "...Dosya kapsamından; 1967 yılında yapılan tapulama çalışmaları sonucunda dava konusu taşınmazın geldisi olan 15 sayılı parselin davacıların miras bırakanı ile ...adlarına tespit edildiği, açılan tespite itiraz davasının da reddine karar verildiği ve adlarına hükmen tescil edildiği, ifrazen dava konusu parselin oluştuğu, davacılar ve miras bırakanları ...ile 3. şahıslar adına kayıtlı iken, Hazine tarafından taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından bahisle açılan dava nedeniyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/245 -2003/388 sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle, tapu kaydının iptaline ve paftasında müfrez kumluk olarak gösterilmesine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 14/07/2006 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder" hükmü yer almakta olup burada, devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü, sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Kusurun varlığı ya da yokluğu, devletin sorumluluğu için önem taşımayıp sadece, Devletin memuruna rücuu sırasındaki iç ilişkide önemlidir.
    Açıklanan nedenlerle, TMK"nın 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 72. maddesindeki (818 sayılı Kanunun 66. maddesi) zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK"nın 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki (818 sayılı Kanunun 125. maddesi) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esas olup, iş bu davada zamanaşımı süresi dolmamıştır. Ancak;
    Dava konusu taşınmaz, arsa niteliğinde olup, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
    Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihi olan dava tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan genel deyimlerle ve piyasa rayicinden söz edilerek değer biçilmiştir.
    Bu nedenle, taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgeden, benzer yüzölçümlü ve yakın tarihli satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak rapor alınması ve değerlendirme tarihi olan 2009 yılında dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların, satışına ilişkin belgeler ilgili Tapu Müdürlüğünden, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri de ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, geçersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiştir..." şeklindedir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, taleple bağlı kalınarak, davanın kabulüne, 744.800,00 TL"nin davalıdan alınarak, davacılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından faiz istemine; davalı Hazine tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Hükmüne uyulan bozma kararına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporlarına göre; çekişmeli taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, bozma kararında işaret edildiği gibi, dava tarihi esas alınarak, emsal satış yöntemine göre belirlenen değer üzerinden, bozma kararı öncesinde ıslah edilen taleple bağlı kalınarak ve bozma öncesi verilen ilk kararda kesinleşen hususlar, taraflar lehine gerçekleşen usulü kazanılmış hak dikkate alınmak suretiyle karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığına göre, hükme yöneltilen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1480,00.-TL vekalet ücretinin davalı Hazineden alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacı tarafa verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının davacılara yükletilmesine, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 18/04/2017 günü oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi