16. Ceza Dairesi 2018/946 E. , 2018/1892 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK"nın 314/2, 53/1, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca mahkumiyet kararına yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, sanık savunması, tanık beyanları ve gerekçe içeriğine göre; sanık hakkında duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda;
Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "27.07.2016" olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Kuruluş, amaç, örgüt yapılanması ve faaliyet yöntemleri Dairemizin 2015/3 E. sy. kararında anlatılan ve nihai amacı, Devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında; örgütün kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katmanlarda yer alan mensuplarının zaman sınırlaması olmaksızın örgütün nihai amacından haberdar oldukları yönünde kuşku bulunmamakta ise de, bir ve ikinci katmanlarda yer alanlar açısından; Devletin her kurumuna sızan mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başlandığı, bu yapının kamuoyu ve medya tarafından tartışılır hale geldiği, üst düzey hükümet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör örgütü” olduğuna ilişkin tespitler ve uyarıların yapıldığı, Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı değerlendirmelerin paylaşıldığı süreçten önce icra edilen faaliyetlerin, nitelik, içerik ve mahiyeti itibariyle silahlı terör örgütünün amacına hizmet ettiğinin somut delil ve olgularla ortaya konulmadıkça örgütsel faaliyet kapsamında kabul edilemeyeceği değerlendirilerek;
FETÖ/PDY terör örgütünün Başmakçı İlçesi mütevelli heyetinde yer alan, işyerinde yapılan aramada kasa içerisinde, örgütün yapılanmasını ve kedisinin de esnaf sohbet sorumlusu olduğunu gösteren bilgiler, banka dekontları, ev ablası, lise sorumlusu, ilköğretim sorumlusu, üniversite ve bölüm sorumlusu ile öğrencilere ait notların yer aldığı ajanda ele geçirilen, kendisine ait işyerinde örgütsel nitelikte esnaf toplantıları düzenleyen, örgüte zekat adı altında maddi destek sağlayan, örgütle iltisaklı ve irtibatlı oldukları değerlendirilen birçok dernek ve kuruluşlara üye olan ve gerek eğitim ve sosyal durumu ve gerekse örgütteki konum ve faaliyetleri itibariyle örgütün nihai amacını bilebilecek durumda sanığın terör örgütü üyesi olduğu ve TCK’nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinden faydalanamayacağı yönündeki mahkemenin kabul ve takdirinde hukuka aykırılık görülmemiştir. Ancak;
1-Sanık savunması, tanık beyanı ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, incelenen dosyaya göre üyelik suçundan verilen hükümde bir isabetsizlik yok ise de; sanık yakalandıktan sonra samimi olarak beyanlarda bulunduğu, suçu kısmen ikrar edip örgüt mensupları ve faaliyetleri ile ilgili suçun açığa çıkmasına yardımcı olacak şekilde konumuna uygun bilgiler verdiği ve pişmanlık duyduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 221. maddesinin 4. fıkrasının 2. cümlesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanığın örgütte kaldığı süre, konum ve faaliyetlerindeki yoğunluk itibariyle temel ceza tayin edilirken alt sınırdan ayrılınması yerinde ise de; TCK"nın 62/2. maddesinde takdiri indirim nedeni olarak failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failinin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilmiş olup, geçmişte sabıkası bulunmayan, duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz bir davranışı tespit edilemeyen sanığın aleyhine yukarıda sayılan hususların oluştuğunu gösteren nedenler bulunmadığı gibi, aşamalardaki beyanlarında suçu kısmen ikrar edip örgüt mensupları ve faaliyetleri ile ilgili bir kısım bilgiler vererek suçun açığa çıkmasına yardımcı olduğu anlaşılan sanık hakkında takdiri indirim uygulanması hakkaniyete uygun düşeceği gözetilmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile TCK’nın 62. maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, mevcut delil durumu, müsnet suçun niteliği ve tutuklulukta geçirilen süre göz önünde bulundurularak sanıklar ve müdafilerinin tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluk halinin devamına; 31.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TEFHİM ŞERHİ:
31.05.2018 tarihinde verilen iş bu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı ..."ın huzurunda, duruşmada sanık ...’nün savunmasını yapmış bulunan Av. ..."in yokluğunda, sanık müdafii Av....’in yüzüne karşı, 20.06.2018 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.