11. Hukuk Dairesi 2015/12426 E. , 2017/843 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20.05.2015 tarih ve 2014/84-2015/185 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 0.01.2006 tarihinde 31.12.2009 tarihinde son bulmak üzere sözleşme imzalandığını, bu kapsamda davalıya ait ... Özel ... Hastanesi, Özel ... Hastanesi ve ... Tıp Merkezi"ne hastane otomasyonunda kullanılacak bilgisayar yazılımlarının kullanıcı lisansı yüklenmesi ve server ünite bağlanmasının kararlaştırıldığını, 2006 ve 2007 yıllarına ait lisanslama ücretlerinin ödendiğini, ancak ... Özel ... Hastanesi için 2008 yılında 50, 2009 yılında 50; Özel ... Hastanesi için 2008 yılında 45, 2009 yılında 45, Özel ... Tıp Merkezi için 2008 yılında 12, 2009 yılında 12 kullanıcı lisansı karşılığı sözleşme gereği ödenmesi gereken ücretlerin müvekkiline ödenmediğini, ayrıca sözlü olarak anlaşılan 30.000,00 TL server bağlama ücretinin bakiye 10.000,00 TL"sinin ödenmediğini, sözleşmeden doğan toplam 532.330,00 TL"nin ödenmesi için karşı tarafa ihtarname gönderildiğini ve icra takibine girişildiğini, davalının takibe haksız itirazlarda bulunduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, yapılan itiraz haksız ve yersiz olduğundan, takip miktarının %40"ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili; husumet ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, davacının sözleşme gereği yüklendiği hizmetleri 2008 yılında yerine getirmediğini, işlerin aksamasına ve müvekkilinin zararına sebebiyet verdiğini, bu nedenle müvekkili şirketten talepte bulunamayacağını, davacının kendi kusuru ile aktin ifasının imkansız hale geldiğini, temerrüt olmadığından faiz talebinin usule aykırı olduğunu, likit olmayan alacakla ilgili inkar tazminatının talep olunamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında hastanelere kurulacak yazılım sistemlerine ilişkin sözleşme bulunduğu, buna göre davalının sözleşme süresince her yıl için 200 kullanıcı lisansı alımını taahhüt ettiği, kullanıcı lisanslarının ... Özel ... Hastanesine kurulacağı, hastanenin talebi doğrultusunda Özel ... Hastanesi ile Özel ... Tıp Merkezine de yazılımın kurulmasının kararlaştırıldığı,
lisansların ek kullanıcı lisans bedeli üzerinden ödenmesinin ifade edildiği, lisans bedellerinin kullanıcı başına ücretlerinin sözleşmede belirlenmiş olduğu, sözleşme gereği 2006 ve 2007 yılları için belirlenen lisans bedellerinin ödendiği, 2008 yılına girerken ... Özel Veni Vidi Hastanesine 50 adet kullanıcı lisansının tanımlanmış olduğu, sözleşme gereği 2008 ve 2009 yıllarında davalının lisansı kullanım taahhüdü altında olduğu, 2008 yılı için ... Özel ... Hastanesi 50 kullanıcı için bedelin 105.932,00 TL olacağı, 2009 yılı için ... Özel ... Hastanesi 50 kullanıcı için bedelin 115.559,00 TL olacağı, 2008 yılı için Özel ... Hastanesi 45 kullanıcı için bedelin 95.338.80 TL olacağı, ... Tıp Merkezi için 12 kullanıcı lisans talep edilmiş ise de bununla ilgili bir belgeye rastlanmadığı, aynı şekilde tahsil edilmeyen server bağlama ücreti kaldığına ilişkin yeterli kanıt olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının ... 12. İcra Müdürlüğü"nün 2009/982 esas sayılı takip dosyasında gerçekleştirdiği itirazın kısmen iptaline, 316.829,80 TL asıl alacak ile 5.859.18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 322.688,98 TL için takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont oranları üzerinden faiz işletilmesine, hükmolunan 316.829,80 TL"nin %40"ı olan 129.075,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazla isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin 2008 yılı lisans ücretlerine ilişkin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, sözleşmeye dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda 2008-2009 yılları için sözleşmede belirlenen kullanıcı lisansı ve bedeller üzerinden hesaplanan tutara itibar edilmiş ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı, 31.12.2008 tarihli ihtarnamesinde, davalıya 2009 yılı için bakım ve destek taleplerini bildirmelerini talep ettikten sonra, aynı gün gönderdiği ikinci bir ihtarname ile sözleşmeden kaynaklı lisans ve ünite bağlama bedellerinin ödenmesini talep etmiştir. Davalı ise gönderdiği 05.01.2009 tarihli cevabi ihtarnamede, 01.01.2009 tarihi itibariyle Medware HBYS programının kullanılmadığını, 2009 yılında kayıt ve lisans söz konusu olmadığından 2009 yılına ilişkin bedel de istenemeyeceğini beyan etmiştir. Davalının cevabi ihtarnamesindeki bu beyanları esasen sözleşmeyi fesihe yönelik olup, 2009 yılına ilişkin bir edimin ifasını talep etmemiş ve almadığı hizmet karşılığında bedel de ödemeyeceğini açıkça ifade etmiştir. Taraflardan birinin fesih iradesi karşı tarafa ulaştıktan sonra, artık karşı taraf sözleşmeye dayalı olarak aynen ifayı talep edemeyecektir. Fesih beyanı karşı tarafa ulaşmakla hayata geçmiş olur ve karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Ancak, mahkemece, davalının fesih niteliğindeki bu ihtarı gözden kaçırılarak davacının 2009 yılına ilişkin lisans bedelinin de davalı tarafından ödenmesi gerektiğine kanaat getirilmiştir. Fesih beyanının karşı tarafa ulaştığı ve sözleşmenin feshedildiği gözetildiğinde mahkemenin bu yaklaşımının doğru olmayıp bu durumda artık mahkemece feshin haklı olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre davacının tazminat talep edip edemeyeceğinin belirlenmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile sonuca varılması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına; ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.