Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2235
Karar No: 2018/1888
Karar Tarihi: 04.06.2018

Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/2235 Esas 2018/1888 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2018/2235 E.  ,  2018/1888 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin
    Suç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    A) İTİRAZ KONUSU:
    Sanık ...’ın devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, kamu malına zarar verme, 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya kullanılması suçlarından mahkumiyetine dair Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.05.2017 tarih ve 2017/99 E. - 2017/330 K. sayılı hükmü sanık ve müdafii tarafından istinaf edilmiş, hükmü inceleyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 12.10.2017 tarih ve 2017/1497 Esas 2017/1530 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu karar hakkında sanık ve müdafii temyiz isteminde bulunmuştur. Dairemizin 12.03.2018 tarih ve 2017/4128 Esas 2018/713 sayılı kararı ile kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükme ilişkin temyiz talebinin reddine, 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya kullanılması suçlarından kurulan hükümlerin onanmasına, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan kurulan hükmün bozulmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
    B) İTİRAZ NEDENLERİ:
    Mezkur ilama Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.05.2018 tarih ve 16 - 2017/65362 sayılı yazısı ile;
    Sanığın 01/07/2016 tarihli kolluk ifadesi ile aynı tarihli Savcılıkta alınan ifadesine göre Mardin"in Nusaybin İlçesinde 14/03/2016 günü ilan edilen sokağa çıkma yasağı devam ederken sanığın Yenişehir Mahallesinde örgüt tarafından görevlendirildiği, silah eğitimi ve ideolojik eğitim aldıktan sonra bazı barikatların kurulmasında ve tünellerin kazılmasında yer aldığı, barikatlara yerleştirilen el yapımı bombaların patlatılması için kullanılacak pilleri taşıdığı, görevlendirildiği yerde kaleşnikof silah ile nöbet tuttuğu, civardaki evlerin duvarlarında açılan mazgal tabir edilen deliklere güvenlik güçlerinin olabileceği düşüncesi ile ateş ettiği, nöbet tuttuğu barikata yaklaşan bir iş makinesine bomba atarak geri çekilmesini sağladığı, sokağa çıkma yasağının 75. gününde örgütün teslim olmaları talimatına karşı çıkarak bir grupla birlikte kuşatmayı yararak Suriye"ye kaçmaya çalıştığı, dosya içindeki 26/05/2016 tarihli olay yeri inceleme tutanağı, aynı tarihli olay yeri görgü tespit tutanağı ve 28/095/2016 tarihli tutanak içeriğine göre güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada yaralanarak yakalandığı, Van Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğini 19/08/2016 tarihli Uzmanlık Raporuna göre el svaplarında atış artıklarının tespit edildiği somut olayda, sanığın işlediği vahim olaylara dair zaman aşımı süresi içinde kamu davasının açılmasının mümkün olduğu, keza olaylara katılan örgüt mensuplarının iş bölümü çerçevesinde gerçekleştirilen eylemlerinin birbirine eklenerek bir bütün haline varan ve ülkenin belli bir bölümünde alan hakimiyetinin sağlanması, bu bölgeye girmek isteyenlere de buradan çıkmak isteyenlere de izin verilmemesi şeklinde gelişen eylemlerin kül halinde vahim bir nitelik taşıdığı, olayların bu bölgelerde yaşayıp terör örgütüne destek vermeyen halk kesimi için dehşet verici ve hayatı çekilmez hale getiren, bu bölgeler dışında ülkemizin diğer bölgelerinde yaşayan toplum kesimini ise endişeye ve infiale sevkeden vahim nitelikteki olaylardan olduğu, bu yönde araştırma yapılmak üzere kovuşturmanın genişletilmesine de gerek olmadığı, sanığın kendi anlatımına göre kendisine verilen silahı güvenlik güçlerinin bulunması mümkün yerlere doğru zaman zaman ateşlediği, bu silahla barikatlarda nöbet tuttuğu, dosyada tutanak ve uzmanlık raporu içeriğiyle de sanığın bu silahı kullandığının açıkça anlaşıldığı, işlenen başka suçlar varsa bunlar hakkında zamanaşımı süresi içinde kamu davası açılabileceği sanığın sübut bulan devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma suçundan verilmiş mahkumiyet hükmünün onanması gerektiği kanaatine varıldığından, aksi yöndeki Yüksek Daire kararına itiraz etmek gerkmiştir." şeklindeki gerekçe ile, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 12.03.2018 gün ve 2017/4128 Esas, 2018/713 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 12.10.2017 gün ve 2017/1497 Esas, 2017/1530 Karar sayılı kararının devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma suçu yönünden de ONANMASINA karar verilmesi, bu görüş doğrultusunda karar verilmemesi halinde dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi talep olunmuştur.
    C) İtiraz evrakı ile dosya incelendi:
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    1-Dairemizin 12.03.2008 tarih ve 2007/4128 Esas, 2018/713 Karar sayılı bozma ilamı ile;
    Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından yargılanan sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen hükmün onanmasına, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçundan kurulan hükmün ise, silahlı terör örgütün PKK mensubu olup Nusaybin ilçesinde sokağa çıkma yasağı ilan edildikten sonra hendek kazma ve patlayıcı yerleştirme işinde görev aldığı, hendekler başında silahlı nöbet tuttuğu, mazgal tabir edilen deliklere güvenlik güçlerinin olabileceği düşüncesiyle ateş ettiği, yakalanma sırasında güvenlik güçleriyle silahlı çatışmaya girdiği yönünde ikrarı bulunan sanığın bu suçların vahim nitelikte olduğu gözetilerek, mazgal deliklerine ateş edilmesi olayının sabit görülmesi halinde güvenlik güçlerinin sayısının tespiti halinde mağdur sayısınca aksi durumda en az bir kişi hakkında öldürmeye teşebbüs suçundan kamu davası açılıp, bu dosyayla birleştirilmesi, ayrıca sanığın yakalanma sırasında güvenlik güçleriyle çatışmaya girdiğinin tespiti bakımından olay yeri görgü tespit tutanağının temin edilip gerektiğinde tutanak tanıklarının dinlenip olayın aydınlatılması gerekçesiyle hüküm eksik soruşturma nedeniyle bozulmuştur.
    2-Bozma kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yukarıda açıklanan gerekçelerle itiraz etmiştir.
    PKK/KCK sözde yürütme konseyinin öz yönetimden başka seçenek kalmadığına yönelik çağrısı üzerine, terör örgütünün amaca ulaşmak için gerçekleştirdiği stratejik hamlelerden en önemlilerinden birisi olan, yoğun olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ve Ülkemizin değişik yörelerinde hakimiyet alanları oluşturmak için güvenlik güçlerine ve kamu binalarına topluca saldırı girişiminde bulunmak kararı kapsamında, PKK/KCK terör örgütünün şehirlerdeki milisleri ve kırsal alandaki örgüt mensuplarının silahları ile şehir merkezlerine gizlice girerek halkın arasına karıştıkları, zaman zaman bir kısım belediyelerin araç ve gereçlerini de kullanmak suretiyle insanların yoğun olarak yaşadıkları sokaklara, mahallelere hendekler kazarak el yapımı bomba ve düzenekleri yerleştirdikleri, umumun kullandığı karayollarına mayın döşeyerek patlamaya hazır hale getirdikleri, tonlarca patlayıcı yüklü kamyonlar, iş makineleri ve diğer araçlarla canlı bomba saldırıları hedefledikleri, güvenlik güçlerinin kamu düzenini ve bu yörede yaşayan vatandaşların güvenliğini sağlamak için operasyon yapma zorunluluğu sonucunda, örgüt mensuplarıyla güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalar sırasında daha önce yerleştirilen patlayıcıların infilak ettirilmesi ve bireysel ya da araçlarla gerçekleştirilen canlı bomba saldırılarıyla çok sayıda sivil vatandaş, kamu görevlisi ve güvenlik güçlerinin ölüm ve yaralanmasına sebebiyet verdikleri, bu süreçte yöre halkının oturduğu evleri terk etmelerini cebren engelleyerek canlı kalkan yaptıkları, yerleşim alanlarının teröristlerden ve patlayıcılardan temizlenmesi için sürdürülen operasyonların haftalarca sürdüğü, çok sayıda özel konut ve işyeri, okul, hastane gibi kamu konutları ve şehrin alt yapı tesislerinin ağır hasar görerek kullanılamaz duruma geldiği, bölge halkının büyük bir çoğunluğunun terör örgütünün yasalara ve devlet otoritesine itaatsizlik çağrısına itibar etmemesiyle, silahlı çatışmaya giren birçok örgüt mensubunun etkisiz hale getirilerek, yerleşim alanlarının, örgütün işgalinden ve patlayıcılardan temizlenerek, kamu düzeninin sağlandığı bilinen bir gerçektir. Bu bağlamda, yakın tarihlerde eş zamanlı olarak 09.08.2015 tarihinde Mardin ili Nusaybin ilçesinde, 10.08.2015 tarihinde Şırnak il merkezinde, 12.08.2015 tarihinde Hakkari"nin Yüksekova ilçesinde, 13.08.2015 tarihinde Muş"un Bulanık ilçesinde, 14.08.2015 tarihinde Hakkari il merkezinde, 14.08.2015 tarihinde Van ili Merkez İpekyolu ilçesinde ve Edremit ilçesinde, 15.08.2015 tarihinde Batman il merkezinde, 15.08.2015 tarihinde Diyarbakır ili Sur ilçesinde, 16.08.2015 tarihinde Diyarbakır ili Silvan ilçelerinde, 17.08.2015 tarihinde Şırnak ili Cizre ilçesinde, 18.08.2015 tarihinde Diyarbakır ili Lice ilçesinde, 18.08.2015 tarihinde Ağrı ili Doğubeyazıt ilçesinde, 19.08.2015 tarihinde Bitlis ili Hizan ilçesinde, 28.08.2015 tarihinde Adana ili Seyhan ilçesi Fırat mahallesinde, 08.09.2015 tarihinde Adana ili Seyhan ilçesi Gülbahçe mahallesinde, 16.09.2015 tarihinde Adana ili Seyhan ilçesi İsmet Paşa mahallesinde, 08.10.2015 tarihinde Ağrı il merkezinde, 12.10.2015 tarihinde Van ili Erciş ilçesinde PKK/KCK terör örgütü üyeleri tarafından öz yönetim ilanında bulunulduğu, bu öz yönetim ilanlarından sonra bu yerleşim yerlerinde benzer terör eylemlerinin başladığı, kırsaldan gelip halkın arasına karışan terör örgütü üyeleri ve şehir milisleri tarafından bir kısım belediyelerin araç gereç yardımından da yararlanılarak hendekler kazılıp içerisine el yapımı patlayıcılar yerleştirildiği, kurtarılmış bölgeler oluşturulmaya çalışıldığı, kamunun kullanımındaki yollara mayınlar döşendiği, bomba yüklü araçlarla ve canlı bombalarla güvenlik güçlerine yönelik terör saldırılarında bulunulduğu, birçok güvenlik görevlisinin ve masum sivil vatandaşın şehit olduğu ve yaralandığı, güvenlik güçlerince yapılan operasyonlar kapsamında birçok patlamamış el yapımı patlayıcı düzeneklerinin, mayın ve bomba yüklü araçların da ele geçirildiği, terör örgütü üyeleri, milisleri ve sempatizanları tarafından topyekün sivil direniş ve hatta başkaldırı hareketine girişildiği bu bölgeden temyiz denetimi için gelen dosya içeriklerinden anlaşılmış olup, bu kabule Dairemizin bir çok kararında yer verilmiştir.
    3-Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak amaç suçtur. Amaç suçu gerçekleştirmek amacıyla öldürme, nitelikli yaralama, yağma, hürriyeti tahdit gibi araç suçlar işlenerek toplumda kaos yaratma, kitleler üzerinde tedirginlik oluşturma, devletin otoritesine olan güveni sarsma, kamu düzeni ve toplum barışını bozarak devletin ülkesi ve milletinin egemenliği bakımından somut tehlike meydana getirilmektedir. Bu hallerde failler amaç suç ile birlikte araç suçtan da cezalandırılmaktadır. Araç suçların işlenip işlenmediği ve amaç suça matuf olup olmadığı mahkemelerce değerlendirilip bir sonuca varılması gerekmektedir.
    4-Terör ve örgütlü suçların temyiz incelemesini yapan ilgili dairelerin otuz yılı aşkın yerleşik uygulaması araç suçlara ilişkin olay tutanakları, ölüm ve yaralama var ise otopsi ve doktor raporları, ele geçen silahlarla ilgili ekspertiz raporlarının denetime elverişli şekilde dosyaya konulması zorunlu görülmüştür. İkrar takdiri bir delildir. Ancak maddi olaylarla doğrulandığı ve samimi olduğu sürece itibar edilir. Zira maddi olarak gerçekleşmemiş bir olayın ikrarı hukuki bakımdan sonuç doğurmaz. Kasten bir insan öldürülmemiş ise öldürdüğünü ikrar eden kişi insan öldürmekten cezalandırılamayacağı gibi, ikrar edilen terör eylemlerine ilişkin belge ve delillerin dosyaya konularak ikrarın doğrulanıp doğrulanmadığı denetlenmelidir. Somut olayda sanığın ikrar ettiği eylemlerin vahim nitelikte amaç suça elverişli olduğunda kuşku yoktur. Ancak bu eylemlerin gerçekleşip gerçekleşmediğine dair dosya kapsamında da olay yeri tutanağı ve diğer delillerle ilgili belge bulunmamaktadır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz evrakı içeriğindeki kabule ikrar dışında hangi delillere dayanılarak varıldığı anlaşılamamıştır.
    Hukuki denetim yapmakla görevli Dairemizin dosya kapsamında bulunmayan bir delile dayanılarak karar verilmesine olanak bulunmadığından;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının yerinde olmadığı ve kararın düzeltilmesini gerektiren bir neden bulunmadığı, itirazın Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesi yerinde olacağı anlaşıldığından; dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi