Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/826 Esas 2018/1887 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/826
Karar No: 2018/1887
Karar Tarihi: 04.06.2018

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/826 Esas 2018/1887 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2018/826 E.  ,  2018/1887 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, 8/A, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca kurulan mahkumiyet hükümüne yönelik istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Her ne kadar 5271 sayılı CMK"nın 217. maddesi gereğince duruşmada taraflara okunup tartışılmasından sonra sanığın örgütteki konumu itibariyle temel cezanın alt ve üst sınırlar arasında TCK’nın 61. ve 3/1. maddelerinde düzenlenen ölçüt ve ilkeler çerçevesinde belirlenmesi sonucunu doğuracak tespit ve değerlendirme raporunun hüküm tarihinden sonra geldiği görülmekte ise de; Bayburt Emniyetinde İstihbarat Şubede görev yapan ve atılı suçlamayı kabul etmeyen, kendisine ait ... numaralı GSM hattında ... IMEI no"lu cihazla ilk tespiti 12.08.2014 tarihi olarak belirlenen FETÖ/PDY üyeleri ve yöneticilerinin kendi aralarında mesajlaşmak için kullandıkları ByLock programını yüklendiği belirlenen sanığın dinlenen tanıkların beyanlarına göre bu yapının içinde olduğunun anlaşılması karşısında; örgüt üyesi olduğuna dair kabulde isabetsizlik bulunmadığı, sanık ile
    ilgili hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ve müdafii ile İstinaf Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
    Hazırlık aşamasında şüpheli sıfatıyla müdafii ile ifade veren... isimli şahsın sanığın emniyet içinde elde ettiği bilgileri kendisi ile paylaştığına dair beyanlarına göre sanığın eylemlerinin TCK’nın 258. maddesinde düzenlenen görevde edindiği sırrı açıklamak suçunu oluşturabileceği görülmekte ise de; kamu görevinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilmeden, olayda uygulama yeri bulunmayan 3713 sayılı Kanunun 8/A maddesi tatbik edilmek suretiyle fazla ceza tayini,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 303. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; gerekçeli kararın 23. sayfasındaki 2. paragraf ile hüküm fıkrasının 3. paragrafının bütünüyle karardan çıkartılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.