6. Ceza Dairesi 2012/24007 E. , 2015/627 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, Konut dokunulmazlığını bozma, Mala zarar verme
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık ... hakkında hırsızlık, sanık ... hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
1-Hakimin temel cezayı belirlerken değindiği gerekçesi suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçları, işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksirine dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saik ile dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yerinde ve yeterli olmalıdır. Ceza hukukunun temel ilkelerinden olan cezanın şahsileştirilmesi kuralının da amacı ceza ve sanık arasında uygun dengeyi sağlamaktır. İki sınır arasında cezayı belirleme Hakime ait ise de bu yetkinin kullanılmasında adalet ve nesafet kurallarına bağlı kalınması bu bağlamda suçun işleniş şekli, önemi, sebepleri, kanun ve nizamlara muhalefet derecesi, kastın yoğunluğu, sanığın sosyal durumu, geçmişi, topluma kazandırılması hususlarının gözönünde tutulmasının yanında bu konudaki gerekçenin dosya ile uyumlu olması zorunludur. Sanık ..."un diğer sanıkla birlikte gece vakti yakınanın dükkanından bir kutu saç jölesi çalması biçiminde gelişen somut olayda, yakınanm dükkanında çekmece kilidinin kırıldığı, alüminyum doğramanın zorlanarak açıldığı ve toplam 15 TL zararının olduğunu belirttiği, ve sanıkların çaldıkları malı olay yerinin yakınında yere attıkları dikkate alındığında sanığın çaldığı saç jölesinin değerinin azlığı karşısında yerinde olmayan gerekçe ve soyut ifadelerle işlenen fiilin ağırlığıyla, orantısız şekilde, alt sınırdan uzaklaşılarak temel cezanın tayini,
2)Bir mahkumiyet hükmünde artırma hükümleri uygulanıyorsa TCK 61 maddesine göre gerekçelendirilmesinin zorunlu olduğu, hal böyle olunca 5237 sayılı TCK/nın 143. maddesiyle uygulama yapılırken yeterli gerekçe gösterilmeden, en üst sınır olan 1/3 oranında artırım yapılması,
3)Sanığın, yakınana ait berber dükkanına girip bir adet saç jölesi aldığı, işyerinde bulunan başka malzemeleri alma imkanı varken bunları almadığı hususu da dikkate alındığında; yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi, sanığın özgülenen kastı, yakınanın etkilenimi ve olayın vahameti de gözetilmek suretiyle, değer olarak da gerçekten az olan şeylerin alınması durumunda uygulanması mümkün olan 5237 sayılı TCK"nın 145.maddesi ile uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4) Belli süre ile hapis cezasına mahkum olmak, cezanın uyarı gereksinimini ve kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayabildiği gibi kısa süreli hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesi de toplum barışı açısından bir zorunluluk göstermeyebilir; bu durumda da seçenek yaptırımlara hükmedilebilir. Seçenek yaptırımlara uyarak hareket edenin kendisi için yararı ve hukuki sonuçları vardır. Olayda mevcut seçenek yaptırımların belirlenmesinde; kişiselleştirme ve bireyi topluma kazandırma gibi olgular ile cezanın karşılığı yaptırımın infazının da dikkate alınması gerektiği muhakkaktır. Kısa süreli hapis cezalarına karşı seçenek yaptırımlarının uygulanması 5237 sayılı TCK"nın 50. maddesinde yerini bulmuştur.
Bu yasa normunun uygulanması, mahkemenin takdir yetkisindedir. Bu takdir iki hususa diskin bulunmaktadır. Bunlardan biri fail için seçenek yaptırma hükmedilip hükmedilmeyeceği, diğeri de para cezasına mı yoksa güvenlik tedbirine mi hükmedileceği yönündeki takdiri kapsamaktadır.
Mahkeme bütün bu hususlarda takdir yetkisini kullanırken suçlunun kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecindeki pişmanlığı ve suç işlemesindeki özellikleri göz önünde bulunduracaktır. “Bir yerlere gitmeme ve belirli etkinlikler yapmadan yasaklanma” seçenek tedbiri seçilecekse bu durumda belli yerler ve etkinlikler sanığın suç işlemesine, suça yönelmesine ya da zararlı alışkanlıkları edmmesine veya bağımlılık yapan maddeler kullanmasına, çevresel, psikolojik, sosyal veya ekonomik etkisi bulunuyorsa; sanık veya hükümlünün, yeniden suç işlemesine yol açan bu tür yerler ve etkinliklerden ayrık tutulabileceğinin belirlenmiş olması gerekir. Dolayısıyla belli yere gitme veya etkinliğin yapılmasına ilişkin yasaklamanın, failin suç işlemesi veya zararlı alışkanlıklar edinmesine olumsuz etkileri bulunan konulara ilişkin bulunmalı yani çevrilen seçenek tedbir işlenen suçla bağlantılı olmalıdır. Aksi halde hakim takdirinden bahsedilemez.
Hal böyle olunca; söz konusu tedbir kararının sanığı suça yönlendiren ortamdan ayrık tutacak şekilde verilmesi gerekirken, sanık ... hakkında, sonuç olarak belirlenen 8 ay hapis cezasının yaş küçüklüğü nedeniyle, “ 4 ay süreyle internet kafelere gitmekten yasaklanması” şeklinde tedbire çevrilmesi sırasında, internet kafeye gitmenin adı geçen sanığı, nasıl bu eyleme sevkettiği olgusunun açıklanmaması.
5)Sanık ..."un olay tarihinde yakınana ait işyerine girerek hırsızlık yaptığı ve evlemde işyeri dokunulmazlığını ihlal suçunun unsurlarının oluştuğu gözetilmeden beraatine karar verilmesi,.
6)Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150/3. maddesi uyarınca sanıklara savunmasını yapmak üzere zorunlu savunman görevlendirilmesi nedeniyle atanan savunmana ödenen avukatlık ücretinin, sanıklara yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olduğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar... ve ... savunmanları ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüs olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA. 22.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.