3. Hukuk Dairesi 2020/11848 E. , 2021/1651 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, müştereken kullandıkları 954 ve 1000 parseldeki taşınmazlarda, davalıya ait elektrik tellerinin kopması sonucunda yangın meydana geldiğini, taşınmazlardaki meyve ağaçlarının tamamına yakınının yandığını, bu hususta gerek savcılık gerekse de delil tespiti dosyasında yapılan tespitlerde, yangının elektrik tellerinin kopması sonucu meydana geldiğinin belirlendiğini, delil tespiti dosyasında zararın 58.745,00 TL olarak tespit edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 58.745,00 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemişlerdir.
Davalı; kusurunun olmadığını, aksi kanaatte yaz mevsimi olması ve davacıların gerekli önlemleri almamış olmaları nedeni ile BK 43. maddesi uyarınca gerekli indirimlerin yapılmasını, ayrıca tazminat miktarının fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 06/05/2013 tarihli, 2013/6267 E. ve 2013/7352 K. sayılı ilamı ile, meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların yerine geçen (kaim) değeri belirlenerek hesaplanması gerektiği, ayrıca davacılar yönünden kabul edilen zarardan durumun gereği uygun bir tutarda indirim yapılmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verildikten sonra davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28/01/2016 tarihli, 2015/14646 E. ve 2016/957 K. sayılı ilamı ile, mahkemece bozma kararına uyulduğu halde gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamı doğrultusunda dosya rapor alınmak üzere bilirkişilere tevdi edilmiş, hazırlanan raporlar esas alınarak, dava konusu 954 nolu parseldeki zararın 5.225,00 TL yanan ağaçların bedeli ve 5.300,21 TL verim kaybı olmak üzere toplam 10.525,21 TL zarar hesaplandığı, eski 1000 nolu parsel bakımından ise, arazi üzerinde ekili, dikili bir şey olmadığı ve zararın oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu 954 nolu parsel sayılı taşınmaz bakımından, 5.225,00 TL yanan ağaçların bedeli ve 5.300,21 TL verim kaybı olmak üzere toplam 10.525,21 TL"nin olay tarihi olan 22/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacı ..."a ödenmesine, dava konusu 1000 nolu parsel sayılı taşınmaz bakımından açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; tarafların aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacıların 1000 nolu parsel hakkındaki temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece, keşif yapılmak suretiyle hazırlanan bilirkişi raporunda; 1000 nolu parselde hiçbir zaman tarımsal faaliyet yapılmadığı, yargılamanın geçmiş safhasında farklı bir taşınmazda keşfin yapıldığının belirlendiği gerekçesiyle 1000 nolu parsel bakımından açılan davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dosya kapsamında yer alan olay yeri inceleme tutanağında, davacıların kullandığı iki taşınmazın zarar gördüğünün belirlendiği, yine yargılama sırasında dinlenen tanıklar tarafından dava konusu edilen 1000 nolu parselin davacılar tarafından kullanıldığını ve burada asma ve fıstık ağaçlarının olduğunun belirtildiği, ayrıca 1000 nolu parselin maliki olan ... tarafından dosyaya sunulan muvafakatnamede, taşınmaz üzerindeki asma ve fıstık ağaçlarının davacılara ait olduğunu beyan ettiği tespit edilmiştir. Delil tespitine ilişkin dosyada 1000 nolu parsele ilişkin zarar belirlenmiş olup yargılama sırasında fen bilirkişisinin katılımıyla yapılan ilk keşifte 1000 nolu parselin zarar gördüğü tespit edilmiştir. Bu nedenlerle, dava konusu 1000 nolu parsel bakımından oluşan çelişkili durumun giderilmesi gerekmektedir.
O halde mahkemece, varsa revizyon kayıtlarının getirilip olay tarihindeki 1000 nolu parselin tespit edilerek ilgili taşınmazda keşif icrası ile davacıların zararının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3- Zararın hesaplanması ve hakkaniyet indirimine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz. Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak teşkil eder.
Somut olayda; mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde gereği yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki; dava konusu olan zararın, kaim değer metodu ile hesaplanması hususu her iki bozma ilamımızda da belirtilmiş olup, hükme esas alınan raporda; ağaç sayısına göre maktu zarar ve verim kaybının hesaplandığı, kaim değer metodunun uygulanmadığı görülmüştür. Ayrıca, bozma ilamımızda davalı lehine hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği açıkça belirtilmesine rağmen mahkemece belirlenen zarardan hakkaniyet indirimi yapılmadan karar verilmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; zarar miktarının kaim değer metodu (ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle) esas alınarak hesaplanması için konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak belirlenen zarar miktarından hakkaniyete uygun indirim yapılmasından ibarettir. Bu husus gözardı edilerek mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
4- Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. Bundan başka, taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay"ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık, temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez.
Somut olayda, mahkemece 16/06/2015 tarihli kararı ile, dava konusu 954 nolu parsel sayılı taşınmaz için 9.951,40 TL"nin olay tarihi olan 22/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacı ..."a ödenmesine karar verilmiş olup, hüküm yalnızca davalı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece bozma sonrası verilen işbu kararda ise, dava konusu 954 nolu parsel sayılı taşınmaz için toplam 10.525,21TL"nin olay tarihi 22/07/2010"dan itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacı ..."a ödenmesine karar verilmiştir. Oysa, önceki karar davacılar tarafından temyiz edilmemiş olduğundan o kararda hükmedilen miktar, davalı yararına kazanılmış hak oluşturmuştur. O halde, mahkemenin davalı yararına kazanılmış hakkı ihlal ederek aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci, üçüncü ve dördüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu davacı bakımından açık, davalı için kapalı olmak üzere, 17/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.