17. Hukuk Dairesi 2017/3759 E. , 2019/10816 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalI vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 08.10.2010 tarihinde müvekkillerinin murisinin sevk ve idaresinde bulunan aracın davalıların sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu araç ile çarpışması sonucu murisin vefat ettiğini, davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini davacı ... için 4.574,92 TL"ye, davacı ... için 34.965,37 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davaların kısmen kabulü ile davacılar ... için 30.449,59 TL, Hülya için 3602,24 TL maddi tazminatın 08/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."ndan alınarak davacılara verilmesine, davacı ... için maddi tazminat isteminin reddine, davacılar ... için 30.000,00 TL, ... için 10.000,00"er TL manevi tazminatın 08/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."ndan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı tarafından ödenen toplam 12.000,00 TL manevi tazminatın her bir davacı için 4.000,00"er TL olmak üzere 24/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmedilen manevi tazminattan mahsubuna, sigorta şirketine yönelik istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
HUMK’un 381., 388. ve 389. maddelerinde, hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Aynı Yasa’nın 388. maddesinde; hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Davalı tarafça yargılama sırasında manevi tazminata mahsuben davacıların banka hesabına 10.000,00 TL ve 2.000,00 TL olmak üzere toplam 12.000,00 TL yatırılmıştır. Mahkemece manevi tazminatla ilgili olarak davacılar ... için 30.000,00 TL, ... için 10.000,00"er TL manevi tazminatın 08/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."ndan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı tarafından ödenen toplam 12.000,00 TL manevi tazminatın her bir davacı için 4.000,00"er TL olmak üzere 24/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmedilen manevi tazminattan mahsubuna hükmedilmiştir. Yapılan yargılama sırasında alacaklının (davacının) kısmi tediyeyi kabul etmesi, manevi tazminatın bölünmezliği ilkesinin ihlalini doğurmaz (HGK’nın 2007/21-269, 2007/269 sayılı kararı da bu yöndedir.) ise de, mahkemece her bir davacı için hükmedilen nihai miktarlar hüküm fıkrasında açıkça gösterilmediğinden, hükmün infazı kabil olmayıp bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
3-... Genel Sigorta A.Ş. ihbar olunan konumunda olduğu halde, karar başlığında davalı olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün
BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 19/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.