20. Hukuk Dairesi 2016/8750 E. , 2017/3293 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 8. maddesi uyarınca 2013 yılında yapılan kadastro sırasında ... ilçesi, ... beldesi, ... mahallesi, 248 ada 15 parsel sayılı 948,64 m² yüzölçümündeki taşınmaz, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/13 sayılı dosyasında tescil davasına konu olduğu açıklanmak suretiyle, tarla niteliğiyle malik hanesi açık bırakılarak tespit edilmiş, daha sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. ve 27. maddeleri gereğince tutanak ve ekleri kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/13 Esas sayılı dosyasında; davacı vekili, dava dilekçesi ile; ... ilçesi, ... kasabasında kain yaklaşık bir dönümlük tarlayı 1970 yılından 1987 yılına kadar kullanan ... ..."den satın aldığını, ... ..."in de 1970 yılında ... ... satın aldığını ileri sürerek, TMK’nın 713. maddesi uyarınca müvekkilleri adına tescili talebiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulü ile; ... ili, ... ilçesi, ... kasabasında bulunan bilirkişi Harita Mühendisi ... tarafından düzenlenen 06/06/2012 tarihli rapor ve krokide (A) harfi ile gösterilen 934,74 m²"lik kısmın sulu tarla ve üzerinde bulunan bina vasfıyla davacı Süleyman oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27/03/2014 gün ve 2014/845-3734 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""...mahkemece, her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkeme kararından sonra kadastro müdürlüğü tarafından dosya içine gönderilen 18.07.2013 tarihli müzekkerede dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmaz hakkında 248 ada 15 parsel sayısı ile sınırlandırma ve tesbit yapıldığı, düzenlenen kadastro tutanağının ise taşınmazın davalı olduğundan bahisle kadastro mahkemesine gönderildiği belirtilmiş olup; bu durumda, 3402 sayılı Kanunun 25 ve 26. maddeleri gereğince kadastro mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağından, davaya kadastro mahkemesinde bakılması gerektiği , görevin, kamu düzenine ilişkin olduğu, temyiz edenlerin sıfatına bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerektiği, davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu düşünülerek görevsizlik kararı verilmesi..." gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine aktarılmış, kadastro mahkemesince, Kadastro Kanununun 5. ve 27. maddeleri gereğince gönderilen tutanak ve ekleri görevsizlikle gelen dava dosyası ile birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile ... ilçesi ... beldesinde bulunan 248 ada 15 parsel sayılı, 948,64 m2 yüzölçümündeki taşınmazın sulu tarla ve üzerinde bulunan bina vasfıyla Süleyman oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK’nın 713. maddesi uyarınca açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin iken yörede 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi uyarınca taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmekle kadastro tesbitine itiraz davasına dönüşmüştür.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 12/08/1987 tarihinde ilân edilerek kesinleşen ... kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu 07.07.1957 tarihinde kesinleşmiş, dava konusu taşınmaz tescil harici bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman ... bilirkişi tarafından kesinleşmiş tahdit haritası, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın ... sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve davacı kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince ... harç alınmasına yer olmadığına 17/04/2017
günü oy birliği ile karar verildi.