Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/15986
Karar No: 2015/197
Karar Tarihi: 13.01.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/15986 Esas 2015/197 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/15986 E.  ,  2015/197 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MARMARİS 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 03/04/2013
    NUMARASI : 2004/401-2013/137

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 13.01.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden M.. B.. ve vekili Avukat E..A.. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı H.. G.. gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi Ş..D..İ.. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, ikrah hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir
    Davacı, önce babasının, baskı ve tehdit sonucu davalı lehine toplam 120.000,00 TL bedelli bir kısım senetleri imzalayarak davalıya verdiğini, bu senetlerin davalı hakkında yapılan operasyon sonucunda ele geçirildiğini, senetler babası tarafından ödenmeyince davalının kendisine başvurarak taşınmaz istediğini, maliki olduğu davaya konu .. ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu dükkan nitelikli bağımsız bölümü davalı tarafından uygulanan sistematik baskı ve tehditler karşısında ikrah sonucu satış yoluyla davalıya temlik ettiğini, davalı ve arkadaşları hakkında cebir, şiddet ve tehditle senet imzalatmaktan, tehdit ve tefecilik suçlarından dolayı ceza davaları açılması nedeniyle davalının tutuklanmasından sonra yakınları ve kendisi üzerindeki tehdidin kalktığını, davayı açma cesareti gösterebildiğini ileri sürerek, .. ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
    Davalı, davacının, davaya konu taşınmazı özgür iradesi ile devrettiği halde, aleyhindeki davaları fırsat bilerek menfaat temin etme gayretiyle eldeki davayı açtığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının iradesinin, davalının cebir ve şiddete yönelik eylemlerinden dolayı sakatlanması nedeniyle akitle bağlı tutulmasının doğru olmayacağı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davaya konu edilen .. ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu dükkan nitelikli bağımsız bölümün davacı tarafından 13.02.2004 tarihinde 15.000,00 TL bedelle davalıya satış yoluyla temlik edildiği, keşfen taşınmazın satış tarihi ve dava tarihi itibariyle değerinin 50.000,00 TL olarak belirlendiği, taşınmazın davacı tarafça kullanıldığı, davalı tarafından, davacı aleyhine açılan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının derdest olduğunun taraflarca ifade edildiği açıktır.
    Bilindiği üzere; Borçlar Kanunu"nun (B.K.) 29. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK ) 37.) maddesine göre, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. BK"nın 30.maddesinde (TBK’nın 38. maddesi) belirtildiği üzere ikrahtan söz edilebilmesi için tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması,ikraha maruz kalanın subjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin  tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur.   Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe  etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir. İptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile fesedilebileceği gibi def"i veya dava yoluylada kullanılabilir.Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için yerine getirilen edim ayni bir istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tescil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir.
    Somut olayda, davalı hakkında, İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2008/125 sayılı dava dosyası ile birleştirilen Muğla Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2004/332 esas sayılı cebir, şiddet ve tehditle senet imzalatmak suçundan dolayı açılan kamu davasında, davacının müşteki sıfatıyla yeraldığı ve dava dilekçesine konu ettiği vakıaları tekrarlayarak davaya konu edilen taşınmazın tapusunu davalının tehditlerinden korktuğu için temlik ettiğini beyan ettiği, İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2008/125 esas, 2009/ 426 karar sayılı kararıyla davalının ve arkadaşlarının cebir ve şiddet uygulamak suretiyle zorla senet ve çek aldıklarından bahisle haklarındaki yağma suçundan dolayı açılan davadan beraatlerine; suç örgütü kurmak ve yönetmek eyleminden dolayı davalının cezalandırılmasına karar verildiği, beraat kararının temyiz edilmeksizin kesinleştiği görülmektedir.
    Hemen belirtilmelidir ki 818 sayılı Borçlar Kanununun 53. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 74.) maddesi gereğince, hukuk hakimi, ceza mahkemesinin vereceği beraat kararıyla bağlı değil ise de, ceza mahkemesinde belirlenen maddi olgular ve olayların oluş biçimi bakımından hukuk hakimini bağlayacağı açıktır.
    Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden, hem davacının hem de babası İ..F..G.."in, davalı hakkında tefecilik, tehdit, senet yağması ve suç örgütü kurmak ve yönetmek suçlarından dolayı yapılan soruşturma dosyalarında alınan ifadelerinde; davalının kendilerine ait olan mesken nitelikli bir eve talip olduğunu, evin 120.000,00 TL bedelle satışı konusunda anlaşıldığını, davalının 8.000,00 TL kaparo verdiğini, daha sonra evi almaktan vazgeçtiğini ve verdiği kaparo bedelini istediğini, verilen paranın iadesinde yaşanan sıkıntı sonrasında kendisi ve adamlarıyla birlikte tehdide başladığını, silahlı tehdide varan baskı eylemleri neticesinde, kendilerine ve aile yakınlarına zarar verileceği kaygısıyla ve tehdit altında taşınmazı devrettiklerini beyan ettikleri, yapılan yargılama sonucunda İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2008/125 esas, 2009/426 karar sayılı kararıyla, davacı ve babası ile birlikte dava dışı kişilerin müşteki sıfatıyla verdikleri ifadelerden açıkça söz edilerek, davalı hakkında, tehdit, cebir ve şiddetle senet yağması suçundan dolayı müştekilerin soyut beyanlarından başka delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat; suç örgütü kurmak suçundan mahkumiyet kararı verildiği, beraat kararının temyiz edilmeksizin kesinleştiği, beraat kararının kesinleşmesi üzerine de davaya konu taşınmaz üzerine ceza davası nedeniyle konulan tedbir kararının kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
    O hâlde, yukarıda sözü edilen ilkeler doğrultusunda beraat kararı gerekçesi ile eldeki davada toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının davaya konu taşınmazı davalıya temlikinin ikrah sonucu gerçekleştiği söylenemez.
    Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 13.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi