Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/4477 Esas 2019/2878 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4477
Karar No: 2019/2878
Karar Tarihi: 05.03.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/4477 Esas 2019/2878 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2017/4477 E.  ,  2019/2878 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde Müdahiller vekili avukat ... geldi. Davacı ile davalı taraftan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacılar, babaları ..."ün zilyetliğinde bulunan ve onun ölümünden sonra da miras sebebiyle iştirak halinde zilyed bulundukları ... ili, ... İlçesi, 524 parsel sayılı taşınmazın, davacılardan ..., ..., ... ve ... adına vekaleten hareket eden davalı ... tarafından, diğer davalı ..."a 10.10.2001 tarihli düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satışının vaad edildiğini, oysa ki, sözleşmenin hükümsüz olduğunu, vekaletnamelerin hiçbirinde özel olarak ada, pafta ve parsel numarasının belirtilmediğini, davacılardan ..."ün sözleşmede taraf olmadığını, taşınmazın Maliye Hâzinesi adına kayıtlı olduğunu davalıların, davacılar veya murisleri adına kayıtlı olmayan bir yerin satışını vaad edemeyeceklerini ileri sürerek, satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak, davacı ... ile ilgili aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, diğer davacıların taleplerinin reddine dair verilen karar kesinleşmiş olduğundan, bu konuda yeniden hüküm kurulmasına gerek ve yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Mahkemece, "diğer davacıların taleplerinin reddine dair verilen karar kesinleşmiş olduğundan, bu konuda yeniden hüküm kurulmasına gerek ve yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulmuş olması rağmen, ... dışındaki davalılar aleyhine mükerrer olacak şekilde vekalet ücretine hükmedilmiştir. Hal böyle iken, mahkemece davalı yararına vekalet ücreti takdiri usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK.’nın 438/7. maddesi gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle davacıların temyiz itirazının kabulü ile temyiz edilen kararın “Hüküm” başlıklı bölümünün 3. bendinin ikinci fıkrasının hükümden tamamen çıkarılarak, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 31,40 TL harcın davacılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.