19. Hukuk Dairesi 2015/10735 E. , 2016/10228 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... vek. Av. ... ile davalı ... vek. Av. ... aralarındaki itirazın iptali davası hakkında Asliye Ticaret Mahkemesi"nden verilen 09/07/2014 gün ve 2012/106 E. - 2014/97 K. sayılı temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu.
- K A R A R -
Mahkemece, itirazın iptali davasının kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine 09/07/2014 tarihli ek karar ile temyiz başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiş, bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen kararın davalı vekiline 20/05/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 28/05/2014 havale tarihli dilekçesi ile gerekçeli kararda imza ve mühür bulunmadığı, bu nedenle temyiz süresinin başlamadığı, imzalı ve mühürlü gerekçeli kararın tebliği ile temyiz dilekçesinin sunulanacağına dair beyanda bulunduğu, daha sonra davalı vekiline tekrar gerekçeli kararın 01/07/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalının aynı tarihte adli yardım talepli olarak hükmü temyiz ettiği, mahkemece, davalı vekiline ilk gönderilen gerekçeli kararın alt kısmında uyap erişim kodunun bulunduğu bu nedenle ilk yapılan tebligatın geçerli olduğundan bahisle temyiz isteminin süreden reddine karar verildiği görülmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarında hakim ve zabıt katibinin imzasının bulunması gerekir. Davalı vekiline gönderilen gerekçeli kararda hakim ve zabıt katibinin ıslak imzasının bulunmadığı, hükmün elektronik imzalı olduğuna dair bir açıklamanın da yer almadığı, ayrıca uyap ortamındaki gerekçeli kararda sadece hakimin elektronik imzasının bulunduğu, katibin elektronik imzasının bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda davalı vekiline 20/05/2014 tarihinde usulune uygun gerekçeli kararın tebliğ edildiğinden söz edilemeyeceğinden bu tarih temyiz süresinin başlangıç tarihi olarak dikkate alınamaz. Bu nedenle davalı vekilinin 01/07/2014 tarihinde yapmış olduğu temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü ile mahkemece verilen 09/07/2014 tarihli temyiz isteminin reddine dair ek kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
2-)Hükmü temyiz eden davalı vekili, adli yardım talebinde bulunmuş, temyiz başvuru harcı ile birlikte maktu temyiz harcı yatırmıştır. Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebinin Yargıtay"a yapılacağı 6100 sayılı HMK"nun 336/3. maddesinde hükme bağlanmış ise de, aynı maddenin ikinci fıkrasında ""talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır."" hükmüne yer verilmiştir. Hükmü temyiz eden davalı vekilinin HMK"nun 336/2. maddesinde öngörüldüğü üzere müvekkilinin mali durumunu gösterir nitelikte herhangi bir belge sunmadığı görüldüğünden davalı vekilinin adli yardım isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
3)Temyiz eden davalı vekilinin adli yardım talebi reddedildiğinden ve bu durumda temyiz incelemesi yapılabilmesi için nisbi temyiz harcının yatırılması gerektiğinden, harcın ikmali için 6100 sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 434/3. maddesi uyarınca temyiz eden davalı vekiline usulüne uygun muhtıra tebliğ edilerek, sonucuna göre işlem yapılması yönünden dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdan (1) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz isteminin reddine ilişkin mahkemenin 09/07/2014 tarihli ek kararının kaldırılmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin adli yardım isteminin reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 07/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.