MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-d, 168/1-4, 52/2 ve 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet


Sanığın, nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ...’nin, suç tarihinde müşteki ..."ü cep telefonunundan arayarak kendisini emniyet amiri olarak tanıttığı ve kredi kartlarının terör örgütü tarafından kopyalandığını, hesaplarında oynama olduğunu, bu işi çözmeleri için para transfer edilmesi gerektiğini söyleyerek müştekiyi kandırıp ilk olarak Halk Bankası ATM’sinden 660 TL’yi kartsız havale yöntemiyle kendisine havale ettirdiği, bu sırada müştekiyle görüşmeye devam ettiği, sonrasında ise müştekinin hesabındaki 15.000 TL’yi dayısının arkadaşı olan ... adına kayıtlı hesaba havale etmesini sağladığı, sanığın bu paranın bir kısmını babasına ait hesaba havale ettirdiği, kalan kısmını ise dayısı aracılığıyla elden aldığı şeklindeki olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sanığın mahkumiyetine yeterli kesin delil bulunmadığına, sanık hakkında erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın telefonda görüşme yaparken kendisini emniyet amiri olarak tanıtarak haksız menfaat temin etmekten ibaret eyleminde, kamu kurumunun maddi varlığının kullanılmamış olması karşısında, eylem hüküm tarihinden sonra ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 14. maddesi ile eklenen TCK"nın 158/1-L maddesine uymakta ise de TCK"nın 7/2 maddesi uyarınca suç tarihi itibariyle lehe olan ve 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında bulunup TCK’nın 157/1. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 08/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.