Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/798 Esas 2015/21220 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/798
Karar No: 2015/21220
Karar Tarihi: 28.12.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/798 Esas 2015/21220 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/798 E.  ,  2015/21220 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki geçici abonelik tesisi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin maliki bulunduğu .... Mahallesi, 641 Sokak No:7 de (34648 Ada 6 Parsel üzerinde) inşa edilen binada bulunan 4 nolu bağımsız bölümün maliki olduğunu, müvekkilinin konutu için yaptığı geçici su aboneliği başvurusunun binanın yapı kullanma izninin bulunmadığı gerekçesiyle davalı idarece reddedildiğini ileri sürerek; geçici su aboneliği tesisini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya ait konutun bulunduğu binanın yapı kullanma izninin alınması için yapılmış bir müracaat bulunmadığı gibi, binaya ait statik raporun da mevcut olmadığını, bu nedenle gerekli şartları taşımayan abonelik başvurusunun reddedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davacının, davalı idareye su aboneliği için yazılı başvuru yapmadığının sabit olduğu, dolayısı ile davacının ortada bir muaraza yokken dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    HMK. nun 114.maddesinde; davacının dava açmakta hukukî yararının bulunmasının bir dava şartı olduğu hususu açıkça vurgulanmıştır.
    Maddede belirtilen hukukî yarara, hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir. Diğer bir ifade ile davacının mahkemeden hukuki korunma (himaye) istemesinde, korunmaya değer bir yararı bulunmalıdır.
    Somut olayda; davacı, geçici su aboneliği için davalı idareye müracaat ettiğini, ancak davalı idarenin talebini şifahi olarak reddettiğini öne sürmüştür. Davalı idare ise, yapı denetim firmasınca verilmiş statik rapor ve iskana müracaat yazısı ile başvurulması halinde geçici abonelik tesis edilebileceğini, aksi halde kaçak yapı konumunda olan binaya abonelik tesisinin yasal mevzuata aykırılık teşkil edeceğini savunmuştur. Davalı idarenin bu savunması dikkate alındığında, davacının, yazılı başvuru yapması halinde dahi talebinin davalı idarece reddedileceği kuşkusuzdur. O halde, davacının, hakkına kavuşmak için mahkemenin kararına muhtaç bulunduğu, eş söyleyişle hukuki korunma (himaye) istemesinde, korunmaya değer bir yararının bulunduğu açıktır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu gözetilip, 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen Geçici 11. madde uyarınca yapılacak değerlendirme sonuca göre davanın esası hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.