11. Hukuk Dairesi 2015/12690 E. , 2017/797 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/12/2014 tarih ve 2013/170-2014/304 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı TPE vekili ile diğer davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkilinin 2006/50980 no’lu “...", 2009/26175 no’lu, "...” ibareli tanımış markaları ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki 2010/60698 no’lu, “...+şekil” ibareli marka tescil başvurusuna taraflarınca yapılan itirazın önce kısmen kabul edilerek 41. sınıftaki bazı hizmetlerin reddine karar verildiğini, kararın yeniden incelenmesi talebinin ise, YDİK tarafından reddedildiğini oysa, markanın müvekkili markaları ile ayırt edilmeyecek derecede benzer olduğunu, aynı ve benzer hizmetleri kapsadığını, müvekkili markalarının itibarından haksız yararlanma amacı taşıdığını ileri sürerek, TPE YDİK’in 2013-M-2329 sayılı kararının iptali ile tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, markalar benzer olmadığından iltibas tehlikesinin de bulunmadığını, kötüniyet ve tanınmışlık iddiasının da yerinde olmadığını, YDİK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar vekili, markaların benzer olmadığını, davacı markaları zayıf marka olduğu gibi, "..."" ibaresinin de ayırt ediciliğinin bulunmadığını, markayı müvekkilinin tanınmış hale getirdiğini, davaya esas teşkil eden "Yeni ...l" isimli derginin de kapatılması nedeniyle davanın konusuz kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı markalarında asıl unsur "..." ve "a ..." ibarelerinden oluşurken başvuruda da görsel ayırt ediciliğin “sağlık .” sözcükleri üzerinde bulunduğu ancak, sağlık ile ilgili ... haberler anlamı itibariyle kavramsal vurgunun “...” sözcüğü üzerinde olduğundan kullanımla yüksek ayırt edicilik sağlamış bulunan “...” sözcüğünün orta seviyenin üzerine çıkan ayırt ediciliğinin gözetilmesi gerektiği, soyut bir şekilde Türkçe"de kullanılan ve tesadüfen seçilebilecek nitelikte kelime olması şeklindeki YİDK kararında yer alan gerekçenin hukuki dayanaktan yoksun bulunduğu, somut olayda tüm koşulların ve kullanımla ayırt ediciliğin gözardı edildiği, dolayısıyla işaretlerin de en azından idari, ticari veya ekonomik bağlantı bulunduğu ihtimalini barındıracak düzeyde işitsel, görsel, kavramsal ve genel izlenim olarak benzer olduğu, ortak unsur olan "...l" sözcüğünün davacı markalarında zayıf unsur olmayıp, kullanımla yüksek seviyede ayırt edicilik sağlamış bir unsur olarak ortaya çıktığı, bir an için "...l" kelimesinin davacı markalarında zayıf unsur olarak kabul edilmesi halinde dahi, başvuruda bu unsura ilave edilen, "sağlık" sözcüğünün de tescil kapsamındaki çekişmeli 38 ve 41. sınıflarda yer alan hizmetler bakımından yayıncılık, radyo televizyon programcılığı, haberleşme hizmetleri bakımından verilen hizmetin türünü yani sağlıkla ilgili olduğunu tanımlayan, hizmetin karakteristik niteliğini açıklayan, "sağlık ibaresinin" ayırt ediciliği bulunan bir ilave olmadığından zayıf unsur olarak “...” sözcüğünün kabulünden hareketle yapılan değerlendirmenin de isabetli bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, TPE YİDK’in 2013-M-2329 sayılı kararının iptaline, 2010/60698 no’lu markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPE vekili ile diğer davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı TPE vekili ile diğer davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı TPE vekili ile diğer davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı TPE"den alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden diğer davalılardan alınmasına, 14/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.