Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2011/3-861
Karar No: 2012/158

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2011/3-861 Esas 2012/158 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2011/3-861 E.  ,  2012/158 K.
  • YEMİN TEKLİFİNİN SONUÇLARI
  • YEMİNİN BÖLÜNMEZLİĞİ
  • İSPAT KÜLFETİ
  • HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 337

"İçtihat Metni"

 Taraflar arasındaki “İtirazın İptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Biga Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.01.2010 gün ve 2009/136 Esas, 2010/88 Karar sayılı kararın incelenmesi davalılardan Hayri D. tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 22.11.2010 gün ve 2010/8411 Esas, 2010/18881 Karar sayılı ilamı ile,

 (…Davacı, davalı tarafa verdiği borç paranın ödetilmesi için giriştiği icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

Davalılar, davacıya borcu olmadıklarını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davacının teklif ettiği yemin sonucunda davalı Hayri"nin davacıdan borç para  aldığını, ancak bunu ödediğini hiçbir borcunun kalmadığını beyan ederek yemin etmesi üzerine ödeme savunmasının ispat edilemediği gerekçesi ile bu davalı yönünden istemin kabulüne, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm  davalı Hayri  tarafından  temyiz edilmiştir.

Taraflar arasında karz hukuki ilişkisinin bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Alacağın miktarı itibariyle davacı davalıya borç para verdiğini yazılı delille ispatlayamadığından davalıya yemin teklif etmiş davalı yeminli beyanında (Davacıdan borç para aldığını ancak bütün borcunu ödediğini)  bildirerek yemininde sebat etmiştir.

 HUMK’nun 337 ve sonraki maddelerinde yazılı yemine ilişkin hükümlerin hiç birisinde yemin altında söylenen sözlerin bölünmesine yer veren bir kural benimsenmiş olmadığı için, yemin metninin tüm olarak göz önünde bulundurulması gerekir. Bir davada, bir tarafın diğer tarafa yemin teklif etmesi demek, iddianın sonucuna yemin edecek kimsenin iradesine ve vicdanına bırakma yani onun söyleyeceklerinin gerçek olduğunu hakimin kabul etmesine önceden rıza göstermek demek olduğu HGK’nun 01.04.1964 tarih 146/253 sayılı kararında da vurgulanmıştır.

Yemin altında borç aldığını ve bunu ödediğini beyan eden kimsenin sözünün olduğu gibi kabul edilmesi gerekir. (Belgesay HUMK. Şerh Sayfa 268)  Mahkemece delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu davalı Hayri yönünden istemin kabulü bozmayı gerektirmiştir…)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

  TEMYİZ EDEN: Davalılardan Hayri

                                HUKUK GENEL KURULU KARARI 

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici  nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalılardan Hayri"nin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 16.03.2012 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.

                                                                  KARŞI OY                                       

 Aşağıda açıklanan nedenlerle yeminin bölünemeyeceği yolundaki H.G.K. kararına katılamıyorum:Bilindiği gibi davadaki iddialarını ispat edemeyen taraf karşı tarafa bu konuda yemin teklif edebilir.1086 Sayılı H.M.U.Knun 345 ve devam eden maddelerinde ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 225 ve sonra gelen maddelerinde yeminin hangi hallerde verilebileceği ve sonuçları belirtilmiştir.Yemin kesin delil olup yemin eden kişi  yemine konu olan vakıaları kabul etmiş sayılır.Diğer taraftan yeminin hukuki sonuç doğurabilmesi için ispat yükünün yemin teklif eden tarafta bulunması gerekir.İspat yükü kendisine düşmeyen taraf yemin teklif etse ve karşı taraf yemin etse bile hukuki sonuç doğurmayacaktır.

İkrar tarafın herhangi bir talep olmaksızın karşı tarafın dayandığı bir olayı kabul etmesidir, ( borcum vardır)dediğinde bu basit bir ikrardır.Hem paranın alındığı hem de borç olarak alındığı kabul edilmektedir.( Davacıdan para aldım ancak borç olarak değil bağış olarak aldım)dediğinde bu da bir ikrardır ancak gerekçeli ikrar diğer bir anlatımla gerekçeli inkardır.Bu durumda ikrarın bölünmeyeceği ve vasıflı ikrarda ispat yükünün karşı tarafta olduğu gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda kabul edilmektedir.Bileşik ikrarda ise karşı tarafın ileri sürdüğü olay ikrar edilmekte ona bağlantılı olan veya olmayan bir nedenle onun hukuki sonucu bertaraf edilmek istenmektedir ki bu da ikiye ayrılır.Birisi bağlantısız bileşik ikrar olup ikrar edilen olayla ilgili olmayan bir nedenle ikrarın hukuki sonucu ortadan kaldırılmak istenebilir,( borç aldım ancak karşı tarafın da bana borcu var )denildiğinde ikrar eden karşı taraftan alacağı olduğunu ispat etmek zorundadır.Bağlantılı bileşik ikrarda ise ikrara bağlı olan başka bir nedenle ikrarın hukuki sonucu kaldırılmak istenmektedir,(borç aldım ödedim)denildiğinde durum böyledir.Bağlantılı bileşik ikrarda ikrarın bölünüp bölünmeyeceği öğretide tartışmalı ise de yargısal uygulamada bölünebileceği kabul edilmekte ve bunda hiçbir sapma olmamaktadır.Örneğin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 9.6.2004 gün 2004/4-362 E. Ve 2004/347 K. Sayılı ilamı ile yine H.G.K.12.10.2011 gün ve 2011/19-473 E.,2011/607 K. Sayılı ilamları da aynı doğrultudadır.

Yemin de sonuçta bir ikrardır,ancak taraf doğrudan doğruya değil karşı tarafın talebi ve mahkemenin de daveti ile bu yemin eda edilmektedir.Bu nedenle ikrardaki hükümlerin burada da uygulanması gerekir.Yani bileşik bağlantılı ikrarda olduğu gibi borcu ödediğini davalı ispat edecektir.Davacıya borcun ödenmediğini ispat et demek olmayan şeyin ispatı anlamına gelir ki bu da zaten mümkün değildir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun oybirliği ile verdiği 9.6.2004 gün ve 2004/13-343 E. 2004/346 K. Sayılı ilamında da belirtildiği gibi yeminde yemin eden borcu kabul edip de ödediğini belirtmiş ise ispat yükü ödediğini savunan yemin eden kişidedir.Yemin edenin ödeme yaptığı konusunda yemin etmiş olması hukuken sonuç doğurmaz ve kendi savunmasını ispat etmek zorundadır .

Diğer bir kural ise ispat yükü kendisine düşmeyen tarafın karşı tarafa teklif ettiği yeminin hukuki sonuç doğurmayacağıdır. Somut olayımızda davalıya, davacı sadece borcu olup olmadığı yolunda yemin teklif etmiş, davalı da borcu olduğuna yemin etmiş yani borcu ikrar etmiştir. Teklif edilen yeminin dışına çıkarak ayrıca borcu ödediği hususundaki beyanı yemine dahil değildir. Yemine dahil olmayan bir hususun sadece ikrar edilmesi yemin edeni ispat yükünden kurtarmaz. Kaldı ki yukarıda da belirtildiği gibi davacının ( Davalı borcu olup olmadığına ve ödeyip ödemediğine dair yemin etsin ) dediğinde bile borç ikrar edildiğinde borcun ödendiğinin ispat yükü yemin edene geçtiğinden davacının bu hususta teklif ettiği yemin hukuki sonuç doğurmayacaktır.Kaldı ki bu konuda yani ödeme konusunda bir yemin teklifi de bulunmamaktadır.

Sonuç olarak borcu olduğunu kabul eden davalının borcun ödendiği hususundaki beyanının ispat yükünü değiştirmeyeceği göz önüne alınarak ve savunmasını da ispat edemediğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yönündeki çoğunluk görüşüne katılamıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi