Esas No: 2018/440
Karar No: 2018/1836
Silahlı terör örgütüne üye olma - Terör örgütü propagandası yapmak - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/440 Esas 2018/1836 Karar Sayılı İlamı
Özet:
16. Ceza Dairesi'nin 2018/440 E., 2018/1836 K. numaralı kararında, sanık hakkında silahlı terör örgütüne üyelik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebi incelenmiştir. Kararın başlığında suç tarihinin yanlış yazıldığı belirtilmiştir. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun yapıldığı ve delillerin hukuka uygun elde edildiği sonucuna varılmıştır. Sanığın suçu işlediği kabul edilmiş ve kanuni yaptırımlar uygulanmıştır. Temyiz itirazları reddedilerek hüküm onanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nın 314/2, 62/1, 53/1, 58/9, 63
- 3713 sayılı Kanunun 5/1 ve 7/2-1, 7/2-2, 43/1, 62/1, 53/1. maddeleri.
16. Ceza Dairesi 2018/440 E. , 2018/1836 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Terör örgütü
propagandası yapmak
Hüküm : TCK’nın 314/2, 62/1, 53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı
Kanunun 5/1 maddeleri ile 3713 sayılı Kanunun 7/2-1,
7/2-2, 43/1, 62/1, 53/1. maddeleri gereğince verilen
mahkumiyet kararlarına yapılan istinaf başvurusunun
esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
I-Sanık hakkında terör örgütü propagandası yapmak suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Bölge adliye mahkemesinin kararı, verilen cezanın tür ve süresine göre CMK"nın 286/2-a maddesi gereğince temyiz edilemez nitelikte olduğundan sanık müdafiinin temyiz istemlerinin CMK"nın 298. maddesi gereğince REDDİNE,
II-Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Gerek ilk derece mahkemesinin gerekse bölge adliye mahkemesinin gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “05.12.2016” yerine “21.12.2015” olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden CMK"nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 17.05.2018 tarihinde Üye ..."ın sanığın eyleminin gazetecilik faaliyeti kapsamında kaldığı ve beraatine karar verilmesi gerektiğine dair karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Sayın çoğunluğun sanık ..."in terör örgütü üyeliği suçundan kurulan mahkumiyet kararının onanmasına dair görüşüne muhalefet gerekçemdir.
İncelenen dosya kapsamına göre; sanık ...’in... Üniversitesi İletişim Fakültesi 3. sınıf öğrencisi olduğu ve aynı zamanda DİHA (Dicle Haber Ajansı) basın kartlı çalışanı olduğu, sanık hakkında Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca terör örgütü üyeliği suçundan başlatılan 21.12.2015 tarih ve 2015/19470 sayılı soruşturma çerçevesinde Elazığ 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 21.12.2015 tarih ve 2015/1110 D.iş sayılı kararı ile CMK"nın 135. maddesi uyarınca dinleme kararı verildiği ve 2016 yılı Mayıs ayında en son olmak üzere 4. kez uzatma kararı verildiği, 06.12.2016 tarih ve 2016/381 D.iş sayılı kararı ile sanığa ait bilgisayar ve flaş bellek ile diğer dijital materyallerine el konularak üzerinde yapılan inceleme ve elde edilen bilgi ve belgeler ve sanığın facebook sayfasındaki terör örgütünün propagandası sayılacak paylaşım ve resimler ile birlikte sanık hakkında Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2016/486 Esas sayılı dosyası ile örgütün propagandasını yapmak ve terör örgütü üyeliği suçlarından kamu davası açılmıştır.
Sanık savunmasında suçlamaları reddederek telefon tapelerindeki tüm görüşme ve faaliyetlerine ilişkin beyanlarının gazetecilik mesleğinin gereği olduğunu beyan etmiştir.
Yerel mahkeme her iki suçtan da sanığın mahkumiyetine karar vermiş bu karara karşı sanık müdafisinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Gazintep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi dosya üzerinden yaptığı incelemede istinaf başvurusunun esastan reddi ile hükümlerin onanmasına karar vermiş ve propaganda suçu bu aşamada kesinleşmiştir.
Terör örgütü üyeliği suçu aleyhine temyiz kanun yoluna yapılan başvuru nedeniyle heyetimizce yapılan temyiz incelemesinde, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin kararının onanmasına oy çokluğu ile karar vermiştir;
İddia, sanığın savunması, mahkemenin kabulü ve bu kabulde dayandığı delillerin tümü birlikte değerlendirildiğinde; sanığın suç tarihinde... Üniversitesi Basın ve Yayın Fakültesi 3. sınıf öğrencisi olup aynı zamanda DİHA çalışanı (basın kartı sahibi gazeteci) olduğu anlaşılmaktadır. Sanığın DİHA adına öldürülen PKK"lı teröristlerin cenazelerine katılıp fotoğraf çektiği, öldürülen teröristlerin aileleri ile röportaj yapmaya çalıştığı veya yaptığı, özel anma günleri etkinliklerine katılıp DİHA"ya haber yaptığı da sanığın da inkar etmediği telefon tapelerinden anlaşılmaktadır. Ancak mahkemenin de kabul ettiği gibi sanık PKK"ya müzahir olması nedeniyle Ağustos 2016 tarihinde KHK ile kapatılan DİHA da gazeteci olarak olay tarihinde çalışmakta olduğu ve örgüt üyeliği suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne esas tutulan telefon tapelerindeki tüm konuşmalarının ve faaliyetlerinin DİHA adına yapılan gazetecilik faaliyeti olduğu, sanığın gazeteci olduğunun gözardı edilmesi halinde bu faaliyetlerinin örgütsel faaliyet olarak kabul etmenin mümkün olacağı tarafımızdan da kabul edilmektedir. Ayrıca sanığın çalıştığı DİHA’nın PKK’ya müzahir bir basın yayın kuruluşu olduğundan kuşku bulunmadığı gibi tapelerdeki sanığın konuşma içeriklerinin de elbette örgütle ilgili olduğu ve sanığın konuşmalarında kullandığı jargonun da sanığın PKK sempatizanı olduğunu gösterdiği tartışmasızdır. Ancak sanığın PKK terör örgütü sempatizanı olduğu konusunda kuşku bulunmazken, örgüt üyeliği suçu yönünden ise kuşkuyu giderecek ve sanığın terör örgütü üyesi olduğunu gösterecek yeterli delil bulunmamaktadır. Zira sanığın gazetecilik faaliyetinin dışında, örgütün hiyerarşisine girdiğine, örgüte koşulsuz olarak teslim olup örgütün iradesini kendi iradesinden üstün tuttuğunu gösterecek belli bir yoğunluk ve çeşitliliğe ulaşan eylemleri dosya kapsamına göre bulunmadığı gibi sanığın, örgüte katılıp askeri veya siyasi eğitim aldığına dair delil de bulunmamaktadır. Bu nedenle sanığın örgüt üyeliği suçunun dosya kapsamına göre sübut bulmamıştır.
Tüm bu nedenlerle sanığın terör örgütü üyeliği suçunun sabit olmadığı kanaatiyle sanık hakkındaki mahkumiyet kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.