11. Hukuk Dairesi 2019/2094 E. , 2020/313 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 28/12/2017 tarih ve 2017/182 E- 2017/743 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce verilen 28/02/2019 tarih ve 2018/1026 E- 2019/243 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının, müvekkili şirkete ait toplamda 12860 adet hamiline ve/veya nama hisse senedine sahip olduğunu iddia edip ortaklık ilişkisine dayanarak ... Eyalet (Asliye Hukuk) Mahkemesi’nde kasıtlı olarak yanıltıldığını ileri sürerek müvekkili aleyhine alacak davası açtığını, yabancı mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucu davalının yedindeki hisse senetlerinin iadesine karar verilmeksizin 497.665,95 Euro’nun 01.01.1999 tarihinden itibaren işleyecek %4 puanlık faizi ile birlikte müvekkili şirketten tahsiline karar verildiğini, kararın Türkiye’de tenfizi için... 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/538 E. sayılı tenfiz davası açıldığını, bu mahkeme ilamı ile yabancı mahkeme kararı içeriği ve sonuçları tartışılmadan tenfiz kararı verildiğini, kararın Dairemiz tarafından onandığını, davacı vekilinin hesabına 806.137,03 Euro’ya tekabül eden 2.338.926,00 TL ödeme yapıldığını, davalının yapılan ödemeye rağmen hisse senetlerini iade etmemesi nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, şimdilik davalı yedinde bulunan müvekkili şirkete ait toplam 12860 adet hamiline ve/veya nama hisse senedinin bedelsiz olarak müvekkiline aynen iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde hisse senetlerinin ödeme tarihindeki borsa değeri olan 147.632,80 TL’nin BK"nın 117/2. maddesi gereği sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarih olan 30.06.2014"den itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacı tarafın önceki karara konu miktarı yatırdığından haberi olmadığını, haberdar olduğunda mahkeme kararında belirtilmemesine rağmen iyiniyetle avukatı aracılığı ile 10.07.2014 tarihli üst yazı ekinde toplam 12380 adet hisse senedini davacı vekiline teslim edilmek üzere postaya verdiğini, davacı temsilcisinden 12860 hisse senedi satın almasına rağmen kendisine 12380 adet teslim edildiğini, kalan 480 adedinin daha sonra teslim edileceğinin açıklanmasına rağmen bu teslimin hiç bir zaman yapılmadığını, kendisine verilen ortaklık durum belgesi isimli belgenin önem arz ettiğinin ve başkaca hisse senedi verilmeyeceğinin belirtildiğini, yedinde bulunan 12380 hisse senedinin tamamını davacı tarafa teslim ettiğini, davanın tamamının konusuz kaldığını savunmuştur.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; dava açıldıktan sonra davalının Almanya’daki Avukatı ...aracılığı ile 10.07.2014 tarihli üst yazı ekinde toplam 12380 adet hisse senedinin iade edildiği, ancak 480 hissenin iade edilmediği, bilirkişi vasıtasıyla davacının defterleri üzerinde yapılan incelemeye göre 480 adet hisse senedinin 30.06.2014 tarihi itibariyle borsa değerinin 5.510,40 TL olduğunun belirlendiği, 12380 adet hissenin davacı tarafa teslim edilmesi sebebiyle bu konuda davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına, Konya 3.Asliye Hukuk mahkemesinin 2012/538 E. 2013/802 K. sayılı dosyasındaki karşılıksız kalan 480 adet hisse senedinin davacıya iadesine, olmadığı takdirde bu hisselerin borsa değeri olan 5.510,40 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, her ne kadar yabancı mahkemece hisse senetleri bedellerinin davalıya ödenmesine karar verilmesinden sonra hisse senetleri davacı şirkete iade edilmeyip, işbu davadaki yargılama sırasında hisse senetlerinden 12.380 adedi iade edilmiş ise de, davalının elinde olan ve yargılama sırasında iade edilen hisse senetlerinin hukuki geçerliliği bulunmadığı gibi davacı şirketçe davadan önce hisse senetlerinin iadesine ilişkin olarak davalıya herhangi bir ihtar da gönderilmediğinden davanın açılmasına davalının sebebiyet vermediği, bu suretle davalının 12.380 adet hisse senedine ilişkin olarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığı, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin sorumluluğun davacı yana ait olduğu, ancak dava konusu 12.380 adet hisse senedinin ön inceleme duruşma tarihi olan 17.06.2015 tarihinden önce iade edilmesi nedeniyle AAÜT"nin 6/1.maddesi gereğince tarife hükümleri ile belirlenen vekalet ücretin yarısının davacıdan tahsilinin gerektiği, öte yandan davalının elinde olan ve yargılama sırasında iade edilmeyen hisse senetlerinin hukuki geçerliliği bulunmadığı gibi davacı şirketçe davadan önce hisse senetlerinin iadesine ilişkin olarak davalıya herhangi bir ihtar da gönderilmediği, bu nedenle 480 adet hisse yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu hisseler yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 28.12.2017 tarih ve 2017/182 E.-2017/743 K. sayılı kararının HMK"nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dava konusu 480 adet hisse senedi yönünden davanın reddine, dava konusu 12.380 adet hisse senedi yönünden ise dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıda yazılı bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, bedelsiz kalan şirket hisselerine ilişkin hisse senetlerinin iadesi, olmadığı takdirde hisse senet bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilerek HMK 353 (1) b-2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmış, dava konusu 480 adet hisse senedi yönünden davanın reddine, 12.380 adet hisse senedi yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar harcına ve nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere dava konusu hisse senetlerinin hukuki geçerliliği bulunmamasına göre ekonomik bir değer de ifade etmediği dikkate alındığında davalı taraf yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiş ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK 370/2 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nin 28.02.2018 tarihli kararının vekalet ücretine ilişkin 5 nolu hüküm fıkrasının çıkarılarak yerine "5. davalı vekilinin emeğine karşılık takdiren 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde davacıya iadesine, 13/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.