Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/14302 Esas 2017/3267 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
.
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:


K A R A R

Kadastro sırasında ...Köyü 523 parsel sayılı 4450 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğinde vergi kaydı ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adlarına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, orman olduğu iddiasıyla komisyona itirazda bulunmuş, 766 sayılı Kanunun 29. maddesi gereğince tutanak ve ekleri kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tesbit gibi davalı gerçek kişiler adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2007/1675 -2007/3909 sayılı kararıyla “Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı, vergi kaydına dayanıldığı ve yerel bilirkişi anlatımları ile zilyetlik olgusunun kanıtlandığı gerekçesi ile hüküm kurulmuşsa da delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür.
Dosya arasında bulunan tarım ve orman uzmanı bilirkişilerin raporlarından taşınmaz üzerinde halihazır durumda ve geçmişte tarım yapılmadığı, ekonomik amacına uygun bir zilyetlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydı hukukça bir değer taşımadığı gibi, dayanılan kaydın sınırları "meşe" okumakla bu yerdeki orman varlığını da kanıtlamaktadır.
Üzerinde yer yer ve ocaklar halinde meşe ağaçları bulunan, paftaya göre dört hududu ormanla çevrili olan % 10-15 eğimli, toprak yapısı çevre ormanın toprağı ile aynı özellikleri taşıyan ayrıca 1959 tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarında ormanlık alanda kaldığı saptanan taşınmazın soyut yerel bilirkişi anlatımlarına dayanılarak orman olmadığı kabul edilemez.
Orman Yönetiminin davasının kabulü gerekirken değinilen tüm bu yönler gözardı edilerek davanın reddi yolunda hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının davasının kabulü ile .....l ili .... ilçesi ... köyü ... mezrasında kain 523 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1985 tarihinde ...köyü mülki hudutları içindeki ormanların tarım arazileriyle teknik ve idari orman sınırlarının tespiti çalışması yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 17/04/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.