Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, icra takibine konu bononun sahte tanzim edildiğini ileri sürerek bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine, icra takibinin ve bononun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, bononun sahte olmadığını, imzalanmış bononun boş kısımlarının sonradan doldurulduğunu, bonoda tahrifat yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı şirketin tasfiye aşamasında olduğu 31.08.2007 tarihli genel kurul kararı ve 05.09.2007 tarihli yönetim kurulu kararı uyarınca 3 yıl süre ile tasfiye memurları olarak ..., ... ve ..."ın yetkilendirildiği, Av.... adına 03.03.2008 tarihinde vekaletname düzenlendiği, ancak davanın açıldığı tarih olan 01.07.2014 tarihi itibarı ile davacının taraf ve dava ehliyetine sahip olmadığı, kanuni temsilin söz konusu olduğu hâlin mevcut olup temsilcilerin yani tasfiye memurlarının temsil yetkisine dava açılırken sahip bulunmadığı, davacının ve vekilinin dava takip yetkisine de bu nedenle sahip olmadığı, davacı asilin bulunması ve yeni vekalet verilmesi için davacı vekiline kesin süre verilmesinin hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını araştırarak dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilerek bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmezse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.. (HMK 115/2). O halde somut olayda, tasfiye halindeki davacı şirketin yetkili tasfiye memurları ilgili ticaret sicil müdürlüğünden sorularak dava açan vekile usulüne uygun vekaletname sunması için kesin süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 06/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.