6. Ceza Dairesi 2012/13052 E. , 2015/524 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağmaya kalkışma
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık ... hakkında katılan ...’e yönelik yağmaya kalkışma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; sanık ... savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğname gibi ONANMASINA,
II-Sanık H.. Y..’in katılan Ç.. D.., mağdurlar ... ve ...’ye yönelik yağmaya kalkışma, sanık ... hakkında mağdurlar ... ve ...’ye yönelik yağmaya kalkışma suçlarından kurulan hükme yönelik temyiz incelemesine gelince;
1-Bir başkasının, kendisinin veya yakınının; hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da mal varlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişinin eylemi yağma suçunu oluşturur. Malın alınması veya verilmesini temin için zilyetin üzerinde cebir ve tehdit kullanılmaktadır. Cebir ve tehdit karşısında mağdurun başka bir seçeneği kalmamakta ve bu durumda failin malı doğrudan alması söz konusu olmaktadır. Yani mağdur malı teslim etmektedir. Bu suçla korunan hukuki değer yalnızca malvarlığı
değil, aynı zamanda kişi özgürlüğü ve vücut dokunulmazlığıdır. Yağma, icrai hareketle işlenebilen bir suç tipidir ve bu suçun maddi unsuru hareket kısmıdır. Kullanılan cebir ve tehdidin, kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkartmamaya yöneltmeye elverişli olması gerekir. Cebir, ""bir kimseye karşı bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapması için zor kullanma"" anlamına gelmektedir. Burada mağdura karşı kullanılan ""zor"", fiziki zorlamadır. İradenin zorlanması cebir kavramı içerisinde değil, tehdit içerisinde değerlendirilir. Tehdit, muhatabın üzerinde zorlama etkisinin hali hazırda bedensel tesir eden zorlama ile değil gelecekte belirtilen manevi bir zorlama, korkutmayla oluşmasıdır. Ciddi tehdidin objektif olarak ciddi görünüm uyandırması ve tehdit edilen tarafından ciddiye alınması da gerekir. Yağma suçunda tehdit, şahıs veya malvarlığına ilişkin ve kişiyi büyük bir tehlikeye düşürecek ağırlıkta bulunması gerekir. İşte bu konumdaki tehdit yağmanın elverişli zorlama aracı olmaktadır. Dolayısıyla hafif bir tehlikeye tehdit yanı şahsen ve malen büyük bir tehlike oluşturmayan tehdit dahi yağma cürümünün oluşması bakımından yeterli değildir. Tehlikenin büyük olup olmadığı daha çok fiili bir mesele olup, tehdidin yönlendirilmiş olduğu şahıs yer ve zamanda gözününe alınarak somut olayda nicelik incelemesi gerekmektedir. Tehdit edilen kötülük ile malın teslimi arasında oran yoksa yine yağmadan bahsedilemez.
Somut olaya gelince;
Olay günü alkollü olan sanık ...ile, hükümden sonra vefat eden ...’in yanlarında küçük bir kız çocuğu ile yolda mağdurlar ... ve ... ile karşılaştıkları, mağdurlardan ilk önce sigara istedikleri, mağdurların bu talebi karşılamaları üzerine “2 TL para verin” dedikleri, mağdurların yaşları kendilerinden büyük ve ayakda durmakta zorlanacak kadar alkollü olduğunu anladıkları sanıklara olumsuz yanıt verirlerse kendilerini dövebilecekleri endişesine kapılıp paralarının olmadığını, biraz birlikte yürürsek tanıdık birine dek gelip, alabileceklerini söyleyip, oyalayarak birlikte yürüdükleri bölgeye gelen kolluk görevlilerinin “hayırdır” demesi üzerine onlara “bizden para, sigara istediler” şeklinde bildirmeleri ile sanıkların yakalandığı olaydan; sanıklarca sarf edilen sözlerin ve/veya mevcut fiziki koşulların yukarıda belirtilen yağma suçunun unsuru olarak betimlenen tehdit kapsamında değerlendirilemeyeceği mağdurların psikolojik durumu ve/veya ürkek kişilikleri ile yarattıkları düşüncelerin de bu şekilde algılanamayacağı dikkate alındığında; sanık ...’in beraati yerine yerinde olmayan gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Uyap ortamından alınan 14.01.2015 tarihli nüfus kayıt örneğinden sanık ...’in 15.07.2013 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 64/1. maddesi gereğince değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.