Esas No: 2021/4528
Karar No: 2022/2932
Karar Tarihi: 18.04.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4528 Esas 2022/2932 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalının uzun süredir işgal ettiği taşınmazda el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiş, mahkeme ise men'i müdahale talebi yönünden taşınmaz tahliye edilmiş olduğu için karar oluşturulmasına yer olmadığını, ecrimisil talebi yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, davacının payı oranında ecrimisile karar verilmesi gerektiği yönünde karar vermiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı bozulmuş ve davacının payı oranında ecrimisilin yanı sıra dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerektiğine ilişkin İçtihadı Birleştirme Kararı (08.03.1950 tarih 22/4 sayılı)
- Ecrimisil, haksız işgal tazminatı olarak nitelendirilen ve zilyet olmayanın zilyet olmayan kötüniyetli zilyetten talep edebileceği özel bir zarar giderim biçimi olduğu için, en az kira geliri karşılığı zarardır. YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08/12/2014 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/11/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava; el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacı vekili; davacıya ait 475 ada 11 parsel numaralı taşınmazında bulunan binasının üst katında davalının uzun zamandır işgalci olarak oturduğunu, davalının müdahalesinin men'ine ve ecrimisile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, meni müdahale talebi yönünden taşınmaz dava sırasında tahliye edildiği için konusu kalmayan bu talep yönünden karar oluşturulmasına yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden açılan davanın sübuta ermediğinden reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2018/8070 E.-2019/11609 K. sayılı ilamı ile "...mahkemece ecrimisil isteminin reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamında yapılan incelemede taksim hususunu kanıtlayacak bir belge ya da tanık beyanına rastlanmamış, tapu kaydında yapılan incelemede davalının ve davalının dayanak gösterdiği kira sözleşmesindeki kiralayan Nedret'in kayıttan kaynaklı bir hakkının mevcut olmadığı görülmüştür. Tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde davacının payı oranında ecrimisile karar verilmesi gerekirken, ecrimisil isteminin reddi doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak men’i müdahale talebi yönünden taşınmaz tahliye edilmiş olmakla, konusu kalmayan bu talep yönünden karar oluşturulmasına yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden davacının davasının kısmen kabulü ile, 04/01/2012 ila 08/12/2014 tarihleri arasını kapsayan 18.999,17 TL'nin dönem sonlarından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir.
Davacı, dava konusu yerde 10433/25029 oranında paydaş olup, payı oranında ecrimisile hak kazanacağı gözetilmeden bilirkişi raporu doğrultusundan hesaplanan ecrimisil tutarının tamamının davacıya verilmesine ilişkin hüküm kurulması doğru değildir.
Bunun yanında; dava dilekçesinde yasal faiz talep edildiği halde, talebin dışına çıkılarak dönem sonlarından itibaren işleyecek faize hükmedilmesi de isabetsizdir.
Hâl böyle olunca; davacının dava konusu taşınmazda bulunan payı oranında ecrimisile ve davacının talebi doğrultusunda dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.