19. Hukuk Dairesi 2016/3751 E. , 2016/10180 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı şirketin maliki (taşınmazın önceki malikleri 1/2"şer hisse ile davalılar ... ve ... iken ..."nün sonrasında diğer hisseyi satın alıp, davalı şirkete satımıyla) olup, davalı şirket tarafından bayi olarak işletilen akaryakıt istasyonunun bulunduğu taşınmaz kaydına davacı lehine 16.10.2002-16.10.2012 dönemi için intifa hakkı tesis edildiğini, dikey ilişkinin başlangıçta öngörülen süre kadar devam edeceği inancı ile 2003-2010 yılları döneminde davacının taşınmaza sabit yatırımlar yaptığını, ancak Rekabet Kurulu kararları gereğince 18.09.2010 tarihine kadar muafiyetten yararlanabildiğini, bu tarihten sonraki süre bakımından bayilik sözleşmesi ve bununla ilintili sözleşmelerin geçersiz hale gelmesiyle sabit yatırım bedelinin geçersiz ve davacı yanca kullanılamayacak süresine karşılık gelen kısmının 18.09.2010 tarihinden sonraki dönem için sebepsiz zenginleşme oluşturduğunu belirterek, akaryakıt istasyonuna yapılan sabit yatırım bedelinin geçersiz ve kullanılamayacak süresine karşılık gelen kısmının 18.09.2010 tarihi itibariyle güncellenmiş değeri olan 18.537,93 TL"nin 18.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, bayilik sözleşmesinin 31.10.2010 tarihinde Rekabet Kurulu"nun kararı doğrultusunda sona erdiğini, davacının ariyet olarak verdiği malzemelerin tümünü iade aldığını, sebepsiz zenginleşme anlamında bir kazanım kalmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda, Rekabet Kurulu"nun 12.03.2009 tarihli kararında belirtildiği gibi tarafların 01.03.2010 tarihinde 5 yıl süreli olmak üzere rızaen anlaşarak yeni bir sözleşme yapmalarına engel bulunmadığı, Rekabet Kurulu kararına uymama yaptırımının idari bir yaptırım olup, grup muafiyetinden yararlanmamak olduğu, taraflarca akdedilen 01.03.2010 günlü sözleşmenin de Rekabet Kurulu tebliğinde belirtilen koşullara uygun olarak yapılmış olduğu, bu durumda zaten tavsiye niteliğindeki ve sadece idari yaptırım içeren Rekabet Kurulu kararları sebep gösterilerek herhangi bir talepte bulunulamayacağı gibi taraflar arasındaki sözleşmenin tarihi ve süresi gözönüne alındığında davacının herhangi bir talebe hakkı bulunmadığı, ayrıca davacının sözleşme gereğince yapılan sabit yatırım bedeli talebine ilişkin olmakla bayilik sözleşmesinin tarafı olmayıp, taşınmaz maliki olan davalılar ..."nün davada pasif husumet ehliyetleri olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş olup Dairemizin 16.05.2013 tarihli kararı ile
bozulmuştur. Hükmüne uyulan 2012/11102 E. - 2013/9048 K. sayılı bozma ilamında " 1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalılar ... ve ..."ye yönelik olarak kurulan hükme ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2) Davacının davalılardan ..."ye yönelik temyizine gelince; Davacı ile davalı ... arasında 01.09.2010 tarihli “Protokol” düzenlenmiş olduğu dosya içeriği ile sabit olup, bu protokole taraflar karşı çıkmamışlardır. Anılan protokol ile davalı şirketin edinilen kıymetlerin değerini ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde protokol hükümleri de değerlendirilerek bir sonuca varılması gerekirken bu yön gözetilmeden ve karar gerekçesinde gösterilen 01.03.2010 tarihli sözleşmesinin süresi (6) ay olmasına rağmen (5) yıl olduğunun kabulü ile eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. " denilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalının, davacının taşeron vasıtasıyla sabit yatırımların tamamını sökerek götürdüğünü iddia etmekle beraber bu konuda delil ibraz etmediği, keşif ve tanık dinlenmesi hususundaki taleplerinin dosya içeriği ve davanın niteliği gereği reddedildiği, cari hesap incelemesinde davacının davalıdan 8.709,06 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 8.709,06 TL sabit yatırım alacağının davalı ... den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir
Hükmüne uyulan bozma ilamında sabit yatırım giderlerinin tespiti yönünden inceleme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda mahallinde keşif yapılarak sabit yatırımların nelerden ibaret olduğu belirlenip sözleşmenin 6. maddesi hükmü de gözetilerek bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Aslı gibidir.