11. Hukuk Dairesi 2019/1999 E. , 2020/311 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 02.11.2018 tarih ve 2018/485-2018/1012 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin kayısı üreticisi olduğunu, kayısılarını davalı şirkete sigorta ettirdiğini, sigorta ettirilen taşınmaz üzerinde bulunan kayısı ağaçlarının don olayından büyük zarara uğradığını, ... Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan tespitte ağaçlarda yüksek oranda hasar tespit edildiğini ileri sürerek, şimdilik 14.035 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, yapılan tespit sonucu aldırılan bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmadığını, hesaplamaların hatalı olduğunu, dava konusu edilen don olayının ürünün çiçeklenme döneminde meydana geldiğini, bu durumun da teminat kapsamı dışında kaldığını, öte yandan davacının 5363 sayılı Kanun kapsamında telafi amaçlı destek ödemesi aldığını, sigortadan da bu yönde tahsilat yapması durumunda sebepsiz zenginleşeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi tarafından davacının zararının 23.392 TL olarak rapor edildiği, ilk bozma öncesi davacıya davasını ıslah etmek üzere süre verildiği ancak davacı tarafından dava ıslah edilmediği halde bozma öncesinde rapora göre hüküm kurulduğu ve kararın bu nedenle bozulduğu, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu miktar olan 14.035 TL"nin alınan bilirkişi raporuna göre davacının oluşan zararı kapsamında olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 14.035 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, bitkisel ürün sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde, davacı vekilinin dava dilekçesinde 14.035 TL maddi tazminat isteminde bulunduğu, alınan bilirkişi raporlarından birinde 23.392 TL maddi tazminatın tespit edildiği ve talebin tespit edilen bu miktarın altında kaldığı gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece karar gerekçesinde, dosyada mevcut sigorta genel ve özel şartlarına uygun olarak müşterek sigorta ve muafiyet uygulaması yapılarak düzenlenmiş olan 01.12.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda 13.158 TL tazminat talep edilebileceğinin belirtildiğinden bahsedilmekle yetinilmişse de, bu rapora neden itibar edilmediği tartışılmadığı gibi hükme esas alınan bilirkişi raporunda da muafiyet oranının sigorta bedeli üzerinden değil, zarar miktarından belirlendiği ve poliçede yer alan müşterek sigorta hükmünün uygulanmadığı anlaşılmıştır. Şu halde mahkemece, 01.12.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, poliçede yer alan muafiyet ve müşterek sigorta hükümleri, sigorta genel ve özel şartları çerçevesinde dikkate alınarak bir inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı incelemeye dayalı bilirkişi raporuna itibar edilerek tazminat miktarının belirlenmesi doğru olmamış ve hükmün mümeyyiz davalı taraf yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.