Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/943 Esas 2018/1806 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/943
Karar No: 2018/1806
Karar Tarihi: 30.05.2018

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/943 Esas 2018/1806 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Ceza Dairesi'nin 2018/943 E. ve 2018/1806 K. sayılı kararında, suçlu bulunan kişinin silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkumiyeti kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi istendi. Karar Bölge Adliye Mahkemesi tarafından temyiz edildi. Dosya incelendikten sonra kararın temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığı tespit edildiğini belirtilerek, işin esasına geçildiği kaydedildi. Yapılan incelemede, ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulduğu ve örgüt talimatıyla kullanıldığı kabul edildiği belirtildi. Ancak, sanığın ByLock kullanıcısı olduğu delil olarak kabul edilen tutanağın yetersiz ve eksik olduğu gerekçesiyle mahkumiyet kararının bozulması gerektiği sonucuna varıldı. Ayrıca, suç tarihinin yanlış yazıldığı ve Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53/1-b. maddesine ilişkin yürürlükteki düzenlemeleri iptal etmesiyle ilgili olarak hüküm kurulması gerektiği hatırlatıldı. Kararın bozulmasına hükmedilerek, verilen ceza miktarı ve tutukluluk süresi dikkate alındığında tahliye talebinin reddine karar verildi. Kararda geçen kanun maddeleri ise TCK'nın 314/
16. Ceza Dairesi         2018/943 E.  ,  2018/1806 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı kararında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olduğunun kabul edildiği dikkate alınarak, somut dosyada sanığın ByLock kullanıcısı olup olmadığının atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında; hükümden sonra dosya içerisine konulduğu anlaşılan ve sanığın ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock değerlendirme ve tespit tutanağının CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak diyecekleri sorulduktan sonra yargılamaya devamla bir hüküm kurulması gerekirken, sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna dair Burdur İl Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen yetersiz ve eksik araştırma tutanağına dayanılarak mahkumiyet kararı verilmesi,
    2- Kabul ve uygulamaya göre de;
    a) Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "17.08.2016" olarak yazılması gerektiğinin düşünülmemesi,
    b) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53/1-b. maddesindeki düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün BOZULMASINA, verilen ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alındığında tahliye talebinin reddine, 30.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.