1. Hukuk Dairesi 2014/2232 E. , 2015/145 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KORGAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2010/153-2013/189
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacılar; .... ada 51, 59, 60, ....... ada 8 ila 12, .... ada 1, 4, 5, 7, 8 ve 17, .... ada 9, 12, 13, .... ada 16, 17, 18, .... ada 11 ila 15, 18 ila 21, ... ada 2, 3, 4, ...ada 1, 2, ... ada 1, 3, ... ada 1 ila 4, 12, 13, 14, 32, ... ada 7, 8, ... ada 4 parsel sayılı taşınmazlarda davalılarla paylı mülkiyet üzere malik olduklarını, taşınmazların tamamının davalılar tarafından kullanıldığını, kullanımlarına engel olunduğu gibi elde edilen gelirdende pay verilmediğini ileri sürerek taşınmazların fındık bahçesi niteliğinde olduklarından 2006 ila 2010 yılları arasındaki dönem aralığı için elde edilen fındığın aynen veya karşılığı olan miktar olarak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup 15.000TL ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır. Daha sonra 30.10.2013 havale tarihli ıslah dilekçesiyle 122.730,57 TL ecrimisil istemişlerdir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde hükmün kapsamının hangi hususları içereceği düzenlenmiş olup, aynı maddenin ( c ) fıkrasında "" Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerini "" içermesi gerektiği belirtilmiştir. Aynı Yasanın 298/2. maddesinde ise "" Gerekçeli karar, tefhim olunan hüküm sonucuna aykırı olamaz."" düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan bu düzenleme ile , duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçe arasında farklılık yaratılamayacağı kuralı kabul edilmiştir.
Bilindiği üzere, mahkeme kararları gerekçesi ve hüküm fıkrası ile bir bütün olup, gerekçe ile hüküm sonucu arasında açık bir çelişkinin bulunmaması asıldır. Kararların farklı ve çelişkili olması mahkemelere olan güven ilkesini zedeler.
Eldeki davada ise, mahkeme kısa ve gerekçeli kararda ... ada 7, 8, ... ada 2, 3, 4 ve 32 parsellere yönelik açılan davanın kabulüne, anılan parseller dışındaki çekişmeli taşınmazlara ilişkin davanın reddine yönünde hüküm kurmuştur. Ancak gerekçeli kararın delillerin tartışılması ve verilen kararın hangi nedenlerle kabul edildiğinin değerlendirilmesine ilişkin bölümünde ise... ada 3 parselin davalılardan Mahmut oğlu A.. S.., .... ada 3 ve 4 parsellerin ise davalılardan İsmail oğlu A.. S.. tarafından fındık bahçesi olarak kullanıldığı anlaşıldığından ecrimisil ödemekle yükümlü oldukları, anılan parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanısına varıldığı ancak kısa kararda kabul edilen parseller arasında yazılmalarının unutulduğu belirtilmiştir. Böylelikle duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçe arasında farklılık yaratılmıştır.
Değinilen bu durum yukarıda açıklanan ilke ve esaslar ile yasa hükümlerine aykırı olup, anılan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazı bu nedenlerle yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.