(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2015/5546 E. , 2015/9081 K.
"İçtihat Metni"Davacı TKİ Genel Müdürlüğü ile davalı ... aralarındaki ... İlçesi ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili davasına dair ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.07.2012 günlü ve 2010/14-2012/340 sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 08.10.2013 günlü ve 2013/13581-13224 sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş, mahkemece karar düzeltme isteminin reddine karar verilmesi üzerine davalı tarafça bu ret kararı da temyiz edilmiştir.
Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Mahkemece davalı vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı HUMK nun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirine uygun olmadığı belirtilerek karar düzeltme isteminin reddine dair ek karar verilmiş ise de, Yargıtay kararlarına karşı, karar düzeltme talebinde bulunulması halinde inceleme yetkisi ilgili Hukuk Dairesine ait olduğundan, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.12.2013 gün ve 2010/14-2012/340 sayılı ek kararının kaldırılmasına karar verilerek davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesi ve ekleri ile dosyanın yeniden incelenmesi sonucunda; mahkeme kararının aşağıda açıklanan nedenlerle bozulması gerektiği halde Dairece onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 08.10.2013 gün ve 2013/13581 Esas-2013/13224 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Kanun ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca, bilirkişi kurulu arazi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak düzenleyeceği gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak değerini tespit etmelidir. Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamalarında ise, özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için aynı Kanunun 4650
sayılı Kanun ile değişik 15. maddesinin son fıkrası gereğince, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği gün itibarıyla dekar başına elde edilecek ortalama verimine, üretim giderine ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır.
Dosyaya getirtilen ... Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğünün ilçe geneline ait 2010 yılı veri listesinde, dekar başına ortalama verim buğday için 380 kg, saman için 350 kg, kavun için 1350 kg, tütün için 100 kg iken hükme esas alınan raporda sırasıyla 270 kg, 270 kg 1400 kg ve 90 kg alınmak ve satış fiyatları veri cetvelinde buğday için 0,45 TL, saman için 0,108 TL, kavun için 0,40 TL, tütün için 8,45 TL iken raporda sırasıyla 0,56 TL, 0,22 TL, 0,35 TL ve 7,50 TL alınması, üretim giderleri buğday için 161,60 TL kavun için 261,30 TL ve tütün için 519,50 TL iken hükme esas alınan bilirkişi raporunda üretim giderinin buğday için 105 TL, kavun için 400 TL ve tütün için 500 TL alınmak suretiyle değerlendirme yapılması,
2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla tespit edilen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiş; kanun koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklediği fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Getirilen bu faiz hükmü her ne kadar maddi hukuka ilişkin olup, aynı Kanunun 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla tespit edilen kamulaştırma bedeline dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bitiminden karar tarihine kadar faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davalarının niteliği gereği kendisini vekille temsil ettiren taraflar lehine karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği dikkate alınarak yargılamada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti hükmedilmemesi,
4-Dava konusu taşınmazın, tapu kaydındaki yabancılara satılamaz şerhi ile birlikte davacı adına tesciline karar verilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.