10. Hukuk Dairesi 2016/18167 E. , 2019/8033 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalılardan ..., ... Yatırımları İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı ile ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; ... İl Özel İdare Müdürlüğü personeli kurum sigortalısı ...’un 23.07.2005 tarihinde diğer çalışanlarla birlikte Yumurtalık-Gölovası yolunda asfalt dökümü yaparken, yere dökülen mucurların tesviyesini yaptığı esnada geri geri mucur dökerek gelen kamyonun altında kalması şeklinde gerçekleşen iş kazası sonucu ölümü nedeniyle hak sahiplerine bağlanan gelir ve cenaze ödeneğinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde, ... tarafından, ... İl Özel İdare Müdürlüğü bünyesinde,Valiliğe karşı açılmış olan davaların Büyükşehir Belediyesine devrine ilişkin karara karşı idare mahkemesinde açılan davada ... 1. İdare Mahkemesinin 2014/1549 Esas, 2015/496 Karar sayılı dosyadan 05.03.2015 tarihinde verilen kararla, aralarında işbu dava dosyasının da bulunduğu dosyaların devrine ilişkin kararı iptal ettiği, kararın Danıştay 8. Dairesi tarafından onandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca ... Yatırımları İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından dava dosyasına sunulan dilekçede ... İl Mahalli İdareler Müdürlüğünün 15.09.2014 tarih ve 02 sayılı kararı ile işbu dava dosyasını takip etme yetki ve görevinin kendilerine verildiğini beyan etmiş olması karşısında, davalı ... Belediyesine husumet yöneltilmesi yerinde değildir.Bu nedenle ... Büyükşehir Belediyesine karşı açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken aleyhine hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 124. maddesi ile, “ Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.
Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Buna göre, taraf değişikliği karşı tarafın muvafakati ile gerçekleştirilebilirken maddi hata bulunması, dürüstlük kuralına aykırı olmaması veya yanlışlığın kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ise karşı tarafın muvafakati aranmaksızın hakim tarafından kabul edilmek suretiyle yapılabilmektedir.
Somut olayda, davalı olarak ... gösterilmiş ise de, Valiliğin tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Bu nedenle ... Yatırımları İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı vekili tarafından davaların kendileri tarafından takip edileceğine ilişkin beyanda gözönüne alınarak, ... Yatırımları İzleme ve Koordinasyon Başkanlığının tüzel kişiliği bulunup bulunmadığı araştırılmalı, tüzel kişiliğinin bulunduğunun anlaşılması durumunda davalı olarak yer verilmelidir.Tüzel kişiliğinin bulunmadığı anlaşılırsa, bu halde İçişleri Bakanlığına husumet yöneltilmesi sağlanıp, deliller toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
4-506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi, “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir.” düzenlemesini içermektedir.
Kurumun, sigortalıya bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi; bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda; Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönü de, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.
Dava konusu edilen gelirlerin, 506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi (5510 sayılı Yasa’nın 54. madde) uyarınca indirildiğinin anlaşılması halinde; davalının tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarının; gelirin başladığı tarih itibariyle 506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi (5510 sayılı Yasa’nın 54. madde) uyarınca indirilmiş hâli üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, indirme tarihine kadar yapılan fiili ödeme miktarının yarısı da eklenmesi suretiyle belirlenmelidir.
Bu nedenle davaya konu iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine iş kazası gelirinden başka ayrıca ölüm aylığı bağlanıp bağlanmadığı kurumdan sorulmalı, ölüm aylığı da bağlanmış ise 506 sayılı Yasanın 92. maddesi kapsamında irdeleme yapılmalı, ayrıca gelirden çıkanlar bulunup bulunmadığı araştırılmalı, gelirden çıkanların bulunması durumunda ilk peşin sermaye değerli gelirdeki değişiklik dikkate alınmalıdır.
5-Davada birkısım davalılar tarafından zamanaşımı definde bulunulmuş olup, Mahkemece bu husus irdelenmeden karar verilmiştir. Bu nedenle davada ıslah yapılmış olması da dikkate alınarak, zamanaşımı definin süresinde yapılıp yapılmadığı ile davaya konu alacaklar yönünden zamanaşımına uğramış alacak bulunup bulunmadığı araştırılarak varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum bir kısım davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 04.11.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.