Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/7075 Esas 2015/9075 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Dava konusu taşınmazın yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 26.04.2007, 24.03.2008 ve 14.07.2010 tarihli teknik bilirkişi raporları ile kamulaştırma plan ve krokisinden; davaya konu 328 m² yüzölçümlü ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılan bölümünün 304,93 m² olarak belirlendiği, davacı idarece dava dilekçesinde kamulaştırılan alanın 304,93 m² olarak gösterildiği ve bu alanın bedelinin tespiti ile idare adına tescilinin istendiği, bozmadan önceki hükümde bu miktarın bedelinin hesaplanıp yol olarak terkinine karar verildiği, Dairece bu hususta herhangi bir bozma yapılmadığı ve bozma sonrası hükümde kamulaştırma planındaki alan hesapları dikkate alındığında kamulaştırılan alanın 304,93 m² olduğunun kabulü ile bu kısmın yol olarak terkinine karar verildiği halde, hükme esas alınan bilirikişi kurulu raporunda 298,17 m² lik bölüm için bedel hesaplanması,
2-Bozma öncesi hükme esas alınan birinci bilirkişi kurulu raporunda kamulaştırmadan artan kesimde %100 değer kaybı olacağı belirtilmiş ise de, bozma öncesi ilk kararda kamulaştırma bedelinin tespitinde değer kaybı için hesaplanan bedele hükmedilmemiş ve bu husus bozma nedeni de yapılmamış olmakla davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeden, bozma sonrası alınan bilirkişi kurulu raporunda artan kesimde %95 değer kaybı hesaplanması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.