11. Hukuk Dairesi 2019/2027 E. , 2020/310 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 06/03/2019 tarih ve 2018/157-2019/330 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı Banka vekili ve fer"i müdahiller vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacıların mevduatlarını Yurtbank A.Ş. İzmit/Kocaeli Şubesi"ne vadeli olarak yatırdıklarını, henüz paranın vadesi gelmeden 22.12.1999 tarihinde BDDK tarafından banka yönetimine el konulması sonucu paralarının Yurt Security Off Shore Bank Ltd. adlı paravan banka hesabına aktarılmış olduğu ve sigorta güvencesinde olmadığı gerekçesi ile ödenmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davacılar tarafından davalı Bankaya yatırılan mevduat alacağının şimdilik 1.000 TL"sinin davalı bankadan hükmen tahsiline, alacaklarına paranın bankaya yattığı tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesiyle, talebini 19.147,90 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı banka vekili, hisse devir tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek her türlü borcun TMSF"ye ait olduğunu, müvekkili bankanın sorumlu olmadığını savunmuştur.
Fer"i müdahil TMSF vekili, davada zamanaşımı süresinin sona erdiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini savunarak, davanın husumet, zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddini, aksi halde davanın esastan reddini istemiştir.
Fer"i müdahil OYAK vekili, TMSF"ye devrolunan bankaların off-shore hesapları nedeniyle zarara uğrayan mudilerin açmış olduğu davalarda TMSF"nin borcu üstlendiğini, bu nedenle uyuşmazlığın asıl muhatabının TMSF olduğunu ve davanın TMSF"ye karşı açılması gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre, davacıların 12.10.1999 tarihinde 18.000,00 TL yatırarak hesap açtırdığı, vade sonlarında oluşan akdi faizin anaparaya eklenmesine devam olunduğu, hesaptan 16.11.1999 tarihinde 398,08 TL, 22.12.1999 tarihinde ise 475,75 TL ödeme yapıldığı, mevduatların davalıya devredildiği, davacıların devreden banka yönetici ve çalışanlarının telkin ve talimatları ile iradeleri sakatlanarak off-shore hesabına aktarıldığı, davalı Banka"nın davacılara karşı akdi ilişkiden değil haksız fiilden dolayı sorumlu oldukları ve davacıların yatırdıkları parayı off-shore bankasına gönderildiği tarihten itibaren ana paranın avans faizi ile birlikte tahsilini isteyebilecekleri, bu itibarla, 12.10.1999 tarihinde 18.000,00 TL olarak yatırılan ana paradan 16.11.1999 tarihinde 398,08 TL, 22.12.1999 tarihinde ise 475,75 TL olmak üzere çekilen toplam 873,83 TL"nin mahsubu ile davalı tarafın haksız fiil sonucunda davacıların zarara uğradığı bedelin hesaplanması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; davacı tarafın toplam 17.126,17 TL alacağının 22.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı Banka vekili ve davalı tarafla birlikte fer’i müdahiller TMSF ve OYAK vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve temyiz edenin sıfatı ile ileri sürülen temyiz sebeplerine göre, davalı banka vekili ve fer"i müdahiller TMSF ve OYAK vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Banka vekili ve fer"i müdahiller TMSF ve OYAK vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, fer"i müdahil TMSF"den harç alınmasına yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı Bankaya iadesine, 13/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.