22. Hukuk Dairesi 2017/11771 E. , 2018/7864 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde makine ustası olarak 1.350,00 TL aylık ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin davacı tarafça haklı sebeple feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davalı tarafça banka kanalıyla ödenen miktarın mahsubu konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 101. maddesinde, birden çok borcu bulunan borçlunun, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebileceği, böyle bir bildirim yapılmadığı takdirde, yapılan ödemenin, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılacağı düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 102. maddesine göre ise, “kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.”
Somut uyuşmazlıkta, davalı işveren davacıya kıdem tazminatı ve hafta tatili ücreti ödediğini ileri sürerek bu ödemelere ilişkin bazı banka ödeme dekontları sunmuştur. İşverence sunulan banka dekontlarından birinin üzerinde “kıdem tazminatı” açıklaması bulunmakta ise de, 609,12 TL tutarındaki diğer dekont üzerinde herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Mahkemece kıdem tazminatı ile ilgili ödeme itirazı dikkate alınarak, bu miktarın hesaplanan kıdem tazminatı alacağından mahsubu yapılmış ise de; 609,12 TL tutarındaki ödeme ile ilgili olarak herhangi bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiştir. Davalı tarafın sunduğu 609,12 TL tutarındaki ödeme dekontu dikkate alınarak, ödeme itirazı ile ilgili olumlu veya olumsuz herhangi bir değerlendirme yapılmaması hatalı olmuştur. Anılan dekont üzerinde herhangi bir açıklama bulunmadığı ve davalı tarafça, ödemelerin kıdem tazminatı ve hafta tatili ücretine mahsuben yapıldığının açıklanmasına göre, TBK m. 101 vd. hükümleri çerçevesinde değerlendirme ve mahsup işlemi yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.