Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/13615 Esas 2015/18612 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13615
Karar No: 2015/18612
Karar Tarihi: 19.10.2015

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/13615 Esas 2015/18612 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2015/13615 E.  ,  2015/18612 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 17/09/2013
    NUMARASI : 2012/920-2013/1160

    L.. G.. ile B.. G.. aralarındaki zilyetliğin korunması davasının reddine dair Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nden verilen 17.09.2013 gün ve 920/1160 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, HUMK"nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve aşağıda dökümü yazılı 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,40 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 19.10.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Dava, Sulh Mahkemesinde açılmış, "zilyetliğin garbı nedeniyle zilyetliğin geri verilmesi"ne ilişkin bir "zilyetliğin korunması" davası niteliğindedir. Yasal dayanağı TMK"nun 982 vd. maddeleridir.
    Mahkemece fiili zilyetliğin davalıda olduğu, davacının zilyetliğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş; hükmü davacı temyiz etmiştir.
    Taşınmaz, orman niteliğindeyken nitelik yitirimi nedeniyle 6831 sayılı Kanun"un 2/B maddesi uyarınca orman dışına çıkarılarak Maliye Hazinesi adına tescil edilmiş ve davacı adına Kadastro Kanunu"nun ek 4. maddesi uyarınca tutanağın beyanlar hanesinde "zilyetlik şerhi verilmiş" bir taşınmaz niteliğindedir.
    "Beyanlar" tapu kütüğünün diğer sütunlarında yer almayan, ancak tapu kütüğüne alınarak alenileştirilmesinde yarar görülen bir hukuksal ilişki ve eylemsel durum" niteliğindedir. Beyanların işlevi; bazen "ispat için karine yaratmak" bazen "iyiniyeti önlemek" bazen de "ayni hak hakkında bilgilendirme" niteliğindedir.
    Kanımca, 3402/ Ek-4. madde gereğince tutunağın beyanlar hanesine verilen zilyetlik ve muhtesat şerhi bir beyan olarak, ait olduğu kişi yararına ispat için bir karine yaratmakta ve aynı zamanda bir "kişisel hak" durumu yaratmaktadır.
    O halde, Hazine adına kayıtlı taşınmazda davacı yararına 2/B- zilyetlik beyanı bulunduğuna göre; taşınmazın zilyedinin davacı olduğunun kabulü gerekir. Davalı davacının bu görünümünün (karinenin) aksini gösterdiği delillerle kanıtlayamamıştır. Ne var ki, davacı davalıya 06.06.2011 tarihinde tebliğ ettirdiği ihtarname ile taşınmazın kendisine teslimini ihtar etmiş, zilyetliğin korunmasına ilişkin davasını ise, 11.09.2012 tarihinde açmıştır. Davacı TMK"nun 984. maddesindeki (2) aylık ve (1) yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra açmıştır. Davanın hak düşürücü sürenin geçirilmesi sebebiyle reddi gerekirken, mahkemece zilyetliğin kanıtlanamadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Bu gerekçe hatalıdır. Ancak hüküm sonucu itibariyle doğrudur. Bu nedenle temyiz edilen hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilip, düzeltilerek onanması gerektiğini (HUMK m. 438/son) düşünüyor; Değerli çoğunluğun onama kararının sadece gerekçesine katılmıyorum. 19.10.2015

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.