17. Hukuk Dairesi 2017/1399 E. , 2019/10739 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkillerinin murisinin davalı şirkete 25.02.2013-25.02.2014 tarihlerini kapsayan ferdi kaza sigortası yaptırdığını, 2014 yılı Ocak ayında geçirdiği trafik kazası sonucu 25.02.2014 tarihinde vefat ettiğini, davalıya yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını belirterek, 15.000,00 TL.nin 25.02.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müteveffanın yazılı iptal talebi nedeniyle 14.02.2014 tarihinde sigorta poliçesinin sona erdirildiğini, ölüm olayının bu tarihten sonra meydana geldiğini, tazminatın sigorta poliçesi kapsamı dışında olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 15.000,00 TL.nin 25.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili ile katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, ferdi kaza sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı sigorta şirketi ile davacıların murisi arasında kaza tarihini kapsayan ferdi kaza sigorta poliçesi akdedilmiştir.
Ferdi Kaza Sigortaları, can sigortası türlerinden olup, meblağ sigortası olması itibariyle de, ölüm halinde limit kadar olmak üzere maktu sigorta bedelinin ödenmesini gerektirir. Uyuşmazlık halinde bu yönlerin ispatlanması yeterli olup, gerçek zararın hesaplatılmasına girişilmeksizin, tespit edilecek bu miktarların aynen ödenmesi gerekmektedir.
6100 sayılı HMK"nın 297 ve 298. maddeleri uyarınca mahkeme kararları, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasanın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Taraflar, ancak gerekçe sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabileceği gibi, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Bu nedenle, anılan Anayasa ve kanun hükümleri nazara alınmadan, “ferdi kaza sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat” istemine yönelik herhangi bir gerekçe açıklamaksızın, trafik kazası sonucu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği şeklinde yanlış hukuki değerlendirme ve hatalı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3-HMK"nun 297/b bendine göre hükümde tarafların ve davaya katılanların kimliklerinin belirtilmesi gerekir. Karar başlığında sadece davacı ... adına yer verilerek, diğer davacılar Uğur Kaçar ve Halil Kaçar’ın davacı olarak gösterilmemesi de usul hükümlerine uyğun değildir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı ... davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine, 18/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.