18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/21413 Karar No: 2015/9057 Karar Tarihi: 01.06.2015
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/21413 Esas 2015/9057 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2014/21413 E. , 2015/9057 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, vasi adayı, eşi olan Ferhat"ın kısıtlanmasını ve vasi olarak kendisinin atanmasını istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm vasi adayı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, hukuki haklarının korunması için kısıtlı adayı eşi ..."a doğuştan sağır ve dilsizliği, kendi işlerini görememesi nedenleriyle vasi atanmasını istemiş, mahkemece davacıya duruşma günü tebliğ edilmeksizin dosya üzerinden davanın reddine karar verilmiştir. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 408. maddesine dayalı, sakatlığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetememesi nedeniyle vasi atanması talebine ilişkindir. Vesayete ilişkin hükümler kamu düzenine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 382/2b-19. maddesinde vesayet işlerinin çekişmesiz yargı işi olduğu, 385. maddesinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulünün uygulanacağı, 317. maddesinde ise, davalıya tebligat yapılması gerektiği düzenlenmiştir. HMK.nun hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası"nın 36. maddesi ile 6100 Sayılı HMK.nun 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davanın tarafları, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, taraflara duruşma için tebligat çıkarılıp duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılması gerekirken, taraflar dinlenmek üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.